Dijital körlük, bireylerin dijital teknolojiler ve araçlar hakkında bilgi ve farkındalık noksanlığını ifade eden bir kavramdır. Bu durum, kullanıcıların teknoloji dünyasındaki yenilikleri, dijital güvenlik önlemlerini ve teknolojik gelişmeleri idrak etmede güçlük çekmeleri anlamına gelir. Dijital körlük, genellikle teknolojik bilgi eksikliğinden, dijital okuryazarlık yetersizliğinden veya dijital dünyadaki hızlı değişimlere uyum sağlayamama durumundan meydana gelen bir olgudur.
Dijital körlük, bireylerin günlük hayatlarını ve işlerini olumsuz etkileyebilir. Örneğin, teknolojik araçları ve yazılımları bilinçli bir şekilde kullanamamak, dijital güvenlik tehditlerine açık hâle gelmek ve dijital fırsatları kaçırmak gibi problemlere yol açabilir. Kullanıcılar, dijital cihazları veya internet hizmetlerini kullanırken güvenlik önlemlerini almayı, şahsi verileri korumanın önemini anlamayı veya yeni teknolojilere uyum sağlamayı ihmal edebilirler. İşte bu durumda da dijital körlük ortaya çıkar.
Dijital körlük, ayrıca bireylerin ve kurumların dijital dönüşüm süreçlerinde geri kalmalarına neden olabilir. İş dünyasında, dijital araçları etkin bir şekilde kullanamayan çalışanlar, üretkenlik ve verimlilik sorunları yaşayabilir. Bireyler ise, dijital kaynaklardan ve fırsatlardan yeterince yararlanamayabilirler.
Bu sorunun çözülmesi için dijital okuryazarlığın artırılması ve teknolojik eğitimlerin yaygınlaştırılması mühimdir. Eğitimler, bireylerin ve kurumların dijital araçları ve güvenlik önlemlerini daha iyi anlamalarına yardımcı olabilir. Ayrıca, teknolojik yenilikler hakkında düzenli olarak bilgi edinmek ve dijital dünyadaki gelişmeleri takip etmek de dijital körlüğün engellenmesinde yardımcı olacaktır.
Tüm bunlardan da anlaşıldığı üzere dijital körlük, dijital teknolojilere ve araçlara yönelik bilgi ve beceri eksikliğini ifade eder. Söz konusu eksiklik, günlük yaşam ve iş dünyasında çeşitli sorunlara yol açabilir. Bu sorunun üstesinden gelmek için eğitim ve farkındalık oluşturma süreçleri olmazsa olmazdır.