1989 yılında Ankara'ya yerleşen Karbulut, emekli olduktan sonra ressam İzzet Gül’den beş yıl boyunca resim eğitimi aldı. Aldığı bu eğitim ve çevresinin desteğiyle, tarihi Ankara Kalesi'nde kendi atölyesini açarak sanat kariyerine resmen başlamış oldu.
Hobiden Mesleğe: Sanatın Dönüştürücü Gücü
Uzun yıllar süren iş hayatının ardından resme geri dönen Karbulut, resim sanatını profesyonel bir meslek haline getirmenin hem kişisel hem de psikolojik olarak kendisine büyük fayda sağladığını belirtiyor. Eşinin de emekliliğinin ardından ona katılacağını ifade eden Karbulut, bu süreci sanatla geçirmenin hayatına anlam kattığını söylüyor.
Sanatın sonsuz bir öğrenme süreci olduğuna inanan Karabulut, her zaman yeni bir şeyler öğrenmenin peşinde olduğunu vurguluyor. "Sanatta 'oldum' demek büyük bir yanılgıdır" diyen Karbulut, haftada bir gün hâlâ eğitim almaya devam ettiğini belirtiyor. Şu sıralar karakalem çalışmaları yapan Karbulut, ilerleyen dönemlerde yağlı boya, sulu boya ve heykel çalışmalarına da başlamayı planlıyor. Sanatın derin ve geniş bir alan olduğunu vurgulayan ressam, her tekniğin inceliklerini öğrenmenin uzun bir süreç gerektirdiğini ifade ediyor.
Sanatın Psikolojik Faydaları
Ekonomik olarak zorlandığını ve atölyesinin masraflarını tam olarak karşılayamadığını belirten Karbulut, buna rağmen sanatın kendisine iyi geldiğini söylüyor. Atölyesinde çalışmanın, geçmişteki kurumsal yaşamın getirdiği baskıyı azalttığını ve psikolojik açıdan kendisini rahatlattığını vurguluyor. "Sanatın beni dinlendiren bir etkisi var" diyen Karbulut, boş zamanlarında dahi atölyesine gelip çalışmaktan büyük keyif aldığını ifade ediyor.
Sanat Eğitiminin Önemi Mühimdir
Karbulut, Türkiye’de sanatın hak ettiği ilgiyi görememesi ve sanat eserlerinin yeterince değer bulmaması konusunda ise eğitime dikkat çekiyor. Sanat eğitiminin hem okul döneminde hem de hayat boyu geliştirilmesi gerektiğini belirten sanatçı, sanatın birçok kesim tarafından lüks olarak görüldüğünü ifade ediyor. Ayrıca, replikaların yaygınlaşmasıyla orijinal ve el emeği olan eserlerin göz ardı edildiğini, bu durumun da sanatçıları olumsuz etkilediğini dile getiriyor.
"Resim, Fotoğraf Değildir"
Resmin, fotoğraftan farklı bir sanat dalı olduğunu vurgulayan Karbulut, resim sanatının özgün sanatsal vuruşlarla farklılığını ortaya koyması gerektiğini söylüyor. İlk başladığında resmi fotoğraf gibi yapmaya çalıştığını, ancak bu konuda hocasından eleştiriler aldığını anlatan Karbulut, sanatta kişisel dokunuşların önemli olduğunu vurguluyor. Teknolojinin getirdiği replikalara karşı sanatsal kimliği korumanın önemine dikkat çeken sanatçı, sanatın para kazanmaktan ziyade özgünlüğüyle var olması gerektiğini ifade ediyor.