Finansal dengesizlik, ekonomik istikrarı tehdit eden ve iktisadi büyümenin önündeki en büyük engellerden biri olarak kabul edilir. Söz konusu dengesizlik, genellikle gelir eşitsizliği, yetersiz kamu hizmetleri veya borç yönetimi gibi alanlarda kendini gösterir. Kamu kaynakları, bu sorunların çözümünde kullanılabilir. Politika yapıcılar zaman zaman problemleri bu yolla çözüme kavuşturmayı düşünebilir. Elde edilen vergi gelirleri ve diğer finansal kaynaklar aracılığıyla toplumsal eşitsizliklerin azaltılması ve ekonomik kalkınmayı desteklemek için çeşitli programlar ortaya koyabilirler.
Sosyal yardımlar, düşük gelirli insanların yaşam standartlarını yükseltmeye yönelik bir araç olarak kullanılır. Bu yardımlar sayesinde belirli kesimlerin temel ihtiyaçları karşılanabilir. Ulaşım, enerji ve iletişim gibi alanlardaki yatırımlar, ekonomik büyümeyi sağlarken istihdam yaratır. Bu tür projeler, özellikle yerel düzeydeki dengesizliklerin azalmasına katkı sunabilir.
Fakat kamu kaynaklı finansman tüm bunlardan çok daha geniş bir alanı içine almaktadır. Ekonomik problemler toplumun belirli bir kesimiyle sınırlı kalmayabilir. Zaman zaman şirketler, girişimciler ve bazı sektörler de içinden çıkılması kolay olmayan sorunlarla boğuşabilirler. Bu gibi durumlarda kamu kaynakları vasıtasıyla müdahalede bulunularak ekonomik işleyişte derin yaralar açılmasının önüne geçilmek istenebilir. Bu yüzden söz konusu yöntem çok stratejik bir potansiyele sahiptir ve titizlikle yürütülmesi elzemdir.