Image Maximum (Maksimum görüntü) adını taşıyan IMAX teknolojisi, Kanadalı şirket IMAX Corporation tarafından geliştirildi ve 1970 yılından itibaren sinema salonlarıyla buluşturuldu. IMAX ile çekilen ilk film Tiger Child, Japonya’nın Osaka şehrinde gösterilirken, bu teknolojinin olduğu ilk sinema kompleksi de 1971 yılında Toronto’da Cinesphere adıyla açıldı.

Normal film karesi 35 mm iken, IMAX teknolojisine sahip kameralar tarafından çekilen filmler 70 mm formatındadır.

IMAX teknolojisi normal sinema perdesine göre daha devasa büyüklükte ve görüntü kalitesi açısından kristal netliğinde daha parlak ve canlı bir görsellik sunar.

En standart haliyle IMAX ekranı 22 metre genişliğinde ve 16 metre yüksekliğindedir. Yüksek çözünürlüğe sahip 6 kanallı görüntüye de son seviyedeki dijital surround ses sistemi eşlik eder.

IMAX kameralarıyla yapılan çekimler, normal filmlere göre daha çok pahalıdır ve 1 dakikalık çekim binlerce dolara mal olmaktadır.

Bu nedenle IMAX çekimleri, sıfır hata politikası sebebiyle genelde belgesel filmler, doğa görüntüleri gibi çekimlerde kullanılıyor ama günümüzde pek çok popüler filmin bazı kısımları ya da tamamı IMAX ile çekiliyor.

Son dönemlerde pek çok sinema işletmesi, enflasyon ve kur farklarından doğan problemlerden dolayı, salonlarındaki projeksiyon lambasını kısarak ya da eskiyenleri değiştirmeyerek tasarruf sağlamaya çalışıyor. Ancak bu durum gösterilen filmlerin seyirci tarafından daha karanlık şekilde izlenmesine yol açıyor.

Bu sorunun yaşanmadığı tek salonsa IMAX teknolojisine sahip salonlar çünkü kullandıkları ampuller güçlü wattlara sahip olmakla birlikte, tüm kontrol ve sistemi ABD tarafından izleniyor. Dolayısıyla günümüz seyircisi, vizyondaki bir popüler filme gitmek istediğinde öncelikli tercihi IMAX oluyor

Türkiye’de ise ilk kez Ankara’da, 2000’li yılların başında bugünkü adı AnkaMall olan Migros AVM’deki Odeon Cineplex Sinemaları’nda açılmıştı. Bu salonda kullanılan IMAX teknolojisi ile vizyondaki filmler yerine süreleri 1 saati aşmayan sualtı, dinozorlar ve farklı coğrafyalarda geçen tematik ve deneyime dayanan yapımlar seyircilerle buluşuyordu. Normal fiyatı da vizyona göre biraz daha yüksekti.

2009 yılında James Cameron’ın yönettiği ve hasılat rekorları kıran Avatar ile birlikte sinemada 3D teknolojisi giderek yaygınlaşırken, buna vizyondaki birçok popüler filmin de IMAX salonlarında ya da bu kameralarla çekilmiş versiyonlarıyla dahil olması öne çıktı.

Bu tarihten itibaren Transformers ve Avengers serilerinin yanı sıra Christopher Nolan’ın yönettiği filmler IMAX teknolojisini sıkça kullanan filmler olarak karşımıza çıktılar.

Son dönemde Oppenheimer ve Dune filmleriyle IMAX’in sinemalarda etkisi daha da arttı.

Birkaç gün önce IMAX şirketi Instagram hesabı üzerinden, Ankara’da Gordion AVM’de bulunan CineNova Sinemaları ile yeni bir işbirliğine gittiklerini açıkladı. Buna göre Türkiye’de bulunmayan IMAX Laser teknolojisinin ilk kez kullanılacağı 4 salon daha ülkemizde yer alacak.

Bunlardan biri İstanbul diğeri de Ankara’da olacak. Kalan 2 salon da şimdilik açıklanmayan başka şehirlerde yerini alacak.

IMAX salonları, günümüzde 4 salonla İstanbul, birer tane de Ankara, İzmir, Bursa ve Adana’da yer alıyor.