1832 yılında Tokat’ta dünyaya gelen Osman Nuri Paşa, Osmanlı Ordusu'nda askerlik görevi boyunca birçok savaşta başarılı sonuçlar almış, Plevne Muharebeleri'ndeki üstün savunmasının ardından Sultan II. Abdülhamid tarafından "Gazi" unvanına layık görülmüş, o günden bugüne Gazi Osman Paşa olarak anılmıştır.

Osman Paşa, Erkân-ı Harbiye-i Umumiye Riyaseti'nde çalıştığı zamanlarda Osmanlı Devleti'nin nüfus sayımı ile kadastro usulünde haritasının çizilmesi kararlaştırıldığından, Bursa ilinden başlanması üzerine bu göreve askerî temsilci olarak tayin edildi. 1861 yılında Teselya'da, Yenişehir'de ve Cebel-i Lübnan'da görev aldı. Girit İsyanı'nın başlaması üzerine Girit'e tayin edildi. 1866'da Girit'teki çalışmalarından dolayı Müşir Ömer Lütfi Paşa'nın takdirini kazanarak miralay rütbesine terfi etti.

Osman Paşa, Erkân-ı Harbiye-i Umumiye Riyaseti'nde çalıştığı zamanlarda Osmanlı Devleti'nin nüfus sayımı ile kadastro usulünde haritasının çizilmesi kararlaştırıldığından, Bursa ilinden başlanması üzerine bu göreve askerî temsilci olarak tayin edildi. 1861 yılında Teselya'da, Yenişehir'de ve Cebel-i Lübnan'da görev aldı. Girit İsyanı'nın başlaması üzerine Girit'e tayin edildi. 1866'da Girit'teki çalışmalarından dolayı Müşir Ömer Lütfi Paşa'nın takdirini kazanarak miralay rütbesine terfi etti.

Bir süre sonra Yemen'e gönderilen Osman Paşa buradaki görevlerinin ardından paşa rütbesiyle 1875 yılında Rumeli'de bulunan 5. Ordu'ya bağlı Manastır Fırka Komutanlığı'na tayin edildi. Buradaki başarılı çalışmalarından dolayı ferik rütbesine terfi etti. 27 Haziran 1876 tarihinde Sırbistan Prensliği'nin, Osmanlı İmparatorluğu'na ültimatom vermesi sebebiyle başlayan 1876-1877 Osmanlı-Sırp Savaşı sırasında, Vidin Komutanlığı'na atandı. Emrindeki birliklerle İzver tepelerini ve Zayçar kasabasını ele geçirdi. Sırp Ordusu düzensiz bir şekilde geri çekilmeye başlayınca Belgrad yönünde harekâta devam etti. Ancak Serasker'in emri üzerine durdu.

En büyük başarısı 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı'ndaki Plevne Savunması oldu. 145 günlük savunmadan sonra kuşatmayı yarmak amacıyla giriştiği huruç harekâtı sırasında şehir çıkışında yaralandı ve esir düştü. Rus Çarı 2. Aleksandr bizzat teselli etti. Rus Çarı, onun esir düşmesine rağmen teslimiyet sembolü olan kılıcını almadı. Müdafaa hattı stratejileriyle esir bulunduğu dönemde hem Rus Çarı, hem de dönemin komutanları tarafından örnek alındı. Bir süre Bugot, Bükreş, Harkof ve Saint Petersburg'da esaret hayatı yaşadı. Rus Çarı tarafından kendisine kahramanlığını takdir amacıyla çifte kartal nişanı verildi.

Plevne Savunması'nda esir düşmesine rağmen gösterdiği başarı ve kahramanlık nedeniyle II. Abdülhamid tarafından 1878 yılında Gazi unvanı verilerek, Müşir rütbesine terfi ettirildi. II. Abdülhamid, Osman Paşa'nın İstanbul'a dönüşü için Serasker Müşir Mehmed Rauf Paşa'yı "Yaver-i Ekrem ve Fevkalade Sefir-i Kebir" payeleriyle Sankt-Peterburg'a gönderdi. İstanbul'a gelişi (12-13 Mart 1878) muhteşem bir törenle kutlandı.

İstanbul'a döner dönmez, 14 Mart 1878 tarihinde Hassa Müşirliğine getirildi. Ömrünün sonuna kadar bu makamda kaldı. (Üç dönem seraskerlik yaptı) 1897 Osmanlı-Yunan Savaşı'nda Osmanlı Ordusu kumandanı Ethem Paşa'dan harbe dair kesin bir cevap gelmemesi ve basında Yunan galibiyetinden bahsedilmesi üzerine 23 Nisan 1897 tarihinde başmüfettiş sıfatıyla hareketi yürütmek üzere savaş yerine gönderildi. Hayatının son dönemlerinde Mabeyn Müşiri görevini de yürüttü.

5 Nisan 1900 tarihinde 68 yaşında öldü. Türbesi, onu çok seven ve saygı duyan Padişah II. Abdülhamid tarafından yaptırıldı. Bugünkü istirahatgahı olan Fatih Camii avlusuna gömüldü.

Ölümünün ardından Plevne Savunması'nda Osmanlı birliklerinin komutanlığını yapan Osman Paşa anısına "Plevne Marşı" bestelenmiştir.