Küresel piyasaların enflasyonla mücadelesinde takip edilen karışık seyir, ABD’deki varlık fiyatlarını etkilerken, stagflasyon sinyallerini de artırdığı belirtiliyor.
Bu durumdan hareketle, stagflasyon kavramı, enflasyon (şişkinlik) ve durgunluğun birleşerek yeni bir ekonomik durum ortaya çıkarmasını tanımlar.
Stagflasyonun azaltılması için enflasyonu düşürmek tek başına yeterli değildir. Zira enflasyonun yanı sıra durgunluğu da ortadan kaldırmak gerekir.
Stagflasyonla ilgili en yaygın kullanılan örnek, işsizlik oranının artmasıyla birlikte ürünlerin fiyatlarının da doğru orantıda artmasıdır. Çünkü artan enflasyonu azaltmak için faiz artırımına gidilir. Bu da fiyatların yükselmesine neden olur.
Bazı ekonomistler, stagflasyonu arz şoku olarak da tanımlıyor. Arz ve fiyat arasında ters orantı olduğu için arzın azalması sonucu fiyatlar da yine bu minvalde artmaya başlıyor. Bu da stagflasyonu doğuruyor.
Bir başka örnekte ise, petrol ambargosu ya da petrol krizi yaşandığında, benzin ve motorin fiyatlarının yanı sıra tüm mal ve hizmetleri, gıda fiyatlarını ve tabii ki yemek yerlerini etkilediği için stagflasyonun etkisi çok daha büyük oluyor.
Yani toplam arz, toplam talebi karşılamadığında (arz - fiyat arasındaki ters orantıda olduğu gibi) arzı artıracak iş gücü kalmaz. Haliyle tam kapasite çalışamayacak bir ekonomi, stagflasyona yol açar. Stagflasyonda durgunluk güçlenirken, talebi karşılayacak arz yaratılamaz.
Ancak bu tür olumsuz ekonomik durumların yaşandığı dönemler, yapılacak yatırımlar açısından verimli geçebilir. Mesela gıda ve sağlık hizmetlerindeki değerli hisse senetleri, stagflasyon döneminde indirimli fiyattan satın alınabilir.
Stagflasyonda, büyüme ihtimali yüksek şirketlere yatırım yapmak da bu dönemde yatırımcısına avantaj sağlayacaktır. Yatırım fonları, ETF, endeks fonları gibi araçlarla birlikte altına yatırım yapılabilir.
Stagflasyonun olduğu dönemlerde, uzmanlar kripto para ve risk barındıran yüksek kaldıraçlı şirketlere yatırım yapmaktan uzak durulması gerektiğini belirtiyor.