SİBEL BAY

Son dönemde yaşanan ilaç sıkıntısı, birçok hasta için tedavilerini sürdürmeyi zorlaştırıyor ve sağlık sektörünü derinden etkiliyor.

Küresel tedarik zincirindeki aksamalar ve üretimdeki gecikmeler, hastaların temel ilaçlara ulaşmasını engelliyor. Sağlık yetkilileri ve ilaç sektörü, çözüm yolları arayışında ancak belirsizlik devam ediyor.

Bu konudaki endişeler, toplumda geniş bir farkındalık oluşturuyor ve ilaç sorunuyla mücadelede iş birliği çağrıları yapılıyor.

Eczacı Gül Nihal Aytaç, yaşanan ilaç sıkıntılarına çözüm arayışlarını ve sektördeki günlük pratikleri konuşarak, ilaç sorununun eczacılar ve hastalar üzerindeki etkilerini detaylı bir şekilde değerlendirdi.

Sibel BAY (S.B): Merhaba, okuyucularımızın sizi tanıması açısından kısaca kendinizden bahseder misiniz?

Gül Nihal AYTAÇ (G.N.A): Merhaba, 2010 yılında Erciyes Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nden mezun oldum. 14 yıldır da Siteler Bölgesi’nde bulunan Çiğiltepe Eczanesi’nde hastalarımıza hizmet veriyoruz. Aynı zamanda Tüm Eczacı İşverenler Sendikası’nda (TEİS) Denetleme Kurulu Üyesiyim.

(S.B): Son zamanlarda gündemde sıkça yer bulan ilaç sıkıntısı, büyük ölçüde yurt dışından temin edilen ilaçların yüzde 90'ının bulunamamasından kaynaklanıyor. Kur farkının da etkisiyle hastaların ilaçlara erişimi giderek zorlaşıyor. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?

(G.N.A): Bu durumdan dolayı bizler de gerçekten büyük problemlerle karşı karşıya kalıyoruz. Hastalarımıza ilaç tedarik etmede oldukça zorlanıyoruz. Özellikle ithal ilaçların ülkemizde temin edilmesi ile ilgili büyük bir sıkıntı mevcut. İlaçların fiyatları piyasaya göre çok cüzi miktarlarda kaldı. Bugün bir sakızın fiyatı bile belli bir aşamada artış sağlamışken ilaç neredeyse bir sakız fiyatına denk kaldı. Bu durum yalnızca tüketicileri değil, aynı zamanda üreticileri de sıkıntıya sokuyor. Bu nedenle İlaç Fiyat Kararnamesi’nin en yakın zamanda değişmesi gerektiğini düşünüyoruz.

(S.B): Peki, ilaçlarla ilgili yaşanan sorunların temelinde ne gibi etkenler yer alıyor?

(G.N.A): İlaç Fiyat Kararnamesi, uzun yıllar önce belirlenmiş olup, bu süre zarfında hiçbir güncelleme yapılmadan devam etmektedir. Bu durum, yanlış fiyatlandırma politikasının insan sağlığını tehdit edecek boyutlara ulaşmasına yol açmıştır. Maalesef, bu politika nedeniyle bulunamayan ilaçlar, insanları eczane eczane dolaşmaya zorlamakta ve aradıkları ilacı temin edememe gibi ciddi sorunlara neden olmaktadır.

Bununla birlikte ülkemiz ilaç fiyatlarında yüzde 25 civarında bir zam kararı aldı. Bu karar 18 Aralık’ta duyuruldu ancak 25 Aralık’ta yürürlüğe gireceği açıklandı. Arada yaklaşık olarak 10 günlük bir süreç bulunuyor ve bu 10 güne yakın olan süreçte depolar bizlere mal göndermiyor, aynı şekilde firmalar da depolara mal göndermiyor. Hemen her şeye duyurulduğu gün zam geçişi gerçekleşirken ilaçta yapılan bekleme süresi bizi ister istemez düşündürüyor. Şu 10 gün eczaneler deyim yerindeyse yangın yerine dönüştü diyebilirim.

Bu süre zarfında eczanelerde yoğunluk artmış durumda ve depolarla iletişim kurulduğunda birçok ilaca ulaşmak mümkün olmuyor. Hastalar da ilaçlarını zam gelmeden temin etmek istiyorlar. Şu an eczaneler, bekleme kararı nedeniyle büyük bir yoğunlukla karşı karşıya ve sistem neredeyse tamamen kilitlenmiş durumda.

(S.B): Talep edilen ilaçların bulunamamasına hastaların tepkileri nelerdir?

(G.N.A): Hastalar, ilaç bulunamama durumundan dolayı oldukça gerginler. Bu durum onları sinirlendirebiliyor ve zaman zaman ilaçların eczanelerde saklandığına dair yanlış bir algı oluşturabiliyorlar. Oysa ki elimizde bulunan ilaçları hastalarımıza ulaştırmak en büyük arzumuz. Ancak depolardan ilaç temini konusunda yaşadığımız büyük problemler nedeniyle bu süreçte zorlanıyoruz. Dolayısıyla, hastalarla iletişimde bazı güçlükler yaşanabiliyor.

(S.B): Kur farkının maddi ve manevi etkileri açısından neler söyleyebilirsiniz?

(G.N.A): Kur farkının maddi etkileri açısından bizler ilaçlar yoka girecek korkusuyla devamlı stok yapmaya çalışıyoruz. Örneğin normalde ayda 30 kutu bir ağrı kesici ilaç satılacaksa dahi ilacın yoka girme korkusu ile iki ya da üç katı oranında ilaç almaya çabalıyorum. Dolayısıyla bunların da bize maddi yönden ağır bir geri dönüşü oluyor ve ekonomik açıdan bizi oldukça zorluyor.  Her ilacın yoka girme tehlikesi bulunuyor. Biz de özellikle sıklıkla kullanılan ilaçları hastalara ulaştırmak adına fazla fazla almaya özen gösteriyoruz.

(S.B.): Peki, son olarak eklemek veya öne çıkarmak istediğiniz bir şeyler var mı?

(G.N.A): Evet, ilaç temininde yaşadığımız zorluklar ve tedavi süreçlerinin aksaması oldukça endişe verici. Yoka girecek olan ilaçlarla ilgili Türkiye Tıbbi İlaç ve Cihaz Kurumu (TİTCK), bu konuda şikayetleri değerlendirmek ve çözüm aramak üzere özel bir bölüm oluşturmuştur. Hastalar, bulamadıkları ilaçları TİTCK'ya bildirmekte ve kurum, bu şikayetleri inceleyerek sorunun kaynağını belirlemeye çalışmaktadır. Ancak, gün geçtikçe artan şikayetler nedeniyle kurum, takipsizlik almak durumunda kalmıştır. Bu durum, ilaç teminindeki sıkıntıların çözümü için daha etkin önlemlerin alınması gerekliliğini göstermektedir. TİTCK'nın bu konuda daha etkin bir rol oynamasını ve sorunların daha hızlı çözülmesini umut ediyoruz. Ayrıca, zam problemlerinin daha erken çözüme kavuşturulması, depolara ve firmalara daha etkili yaptırımların uygulanmasıyla hastaların yaşadığı mağduriyetin azaltılmasını arzuluyoruz. Tedaviye erişimde yaşanan bu sıkıntıların bir an önce giderilmesi sağlık sistemimiz ve hastalarımız için hayati öneme sahiptir.

Kalp Sorunlarına Yol Açabilecek 7 Gizli Alışkanlık Kalp Sorunlarına Yol Açabilecek 7 Gizli Alışkanlık

Editör: Sibel Bay