Güney Danimarka Üniversitesi'nde demografi doçenti olan Virginia Zarulli, bu farkın iki ana biyolojik nedeni olduğunu belirtiyor. İlk neden, hormonlardaki farklılıklarla ilgilidir. Cisgender kadınlar (doğumda atanan biyolojik cinsiyetle uyumlu cinsiyet kimliği olan kişiler), cisgender erkeklerden daha fazla östrojen ve daha az testosteron üretir. Östrojen, kardiyovasküler hastalık gibi bir dizi hastalığa karşı koruma sağlar.
Öte yandan, yüksek testosteron seviyeleri bazı hastalıkların artan riskiyle ilişkilidir. Örneğin, yüksek testosteron seviyeleri erkeklerde prostat kanseri ve kadınlarda endometrial kanser riskini artırabilir. Ayrıca, testosteron riskli davranışlar ve daha yüksek saldırganlık seviyeleriyle de ilişkilendirilmiştir, bu da daha genç yaşta ölme riskini artırabilir.
Genetik Bileşen
İnsanların iki cinsiyet kromozomu vardır: X ve Y. Cisgender kadınlar iki X kromozomu taşırken, cisgender erkekler bir X ve bir Y kromozomu taşır. Zarulli'ye göre, Y kromozomu eksik bir bacağı olan bir X kromozomudur ve genetik materyali eksiktir. Kadınların çift X kromozomu, genetik bir avantaj sağlar; çünkü bir X kromozomundaki kötü bir mutasyon, diğer X kromozomunun varlığı sayesinde telafi edilebilir. Bu durum, hemofili ve Duchenne kas distrofisi gibi hastalıklara karşı koruma sağlar.
Araştırma Bulguları
2003 yılında Nüfus ve Kalkınma Dergisi'nde yayınlanan bir çalışmada, 1890-1995 yılları arasında yaşamış 11.000'den fazla Bavyera Katolik rahibe ve rahibin yaşam beklentileri incelenmiştir. Bu çalışma, kadınların erkeklere kıyasla ortalama bir yıldan biraz daha uzun yaşam beklentisine sahip olduğunu ortaya koymuştur. Bu biyolojik avantaj, kadınlara genç yetişkin olduklarında ek yaşam süresi sağlar.
Bebeklerin Hayatta Kalma Oranları
Virginia Zarulli liderliğindeki 2018 yılında yapılan bir araştırmaya göre, şiddetli kıtlıklar ve salgın hastalıklar gibi özellikle yüksek ölüm oranlarının olduğu ortamlarda kız bebeklerin hayatta kalma oranları erkek bebeklerden daha yüksek olmuştur.
Sosyal Faktörler
Kadınlar ortalama olarak erkeklerden dört veya beş yıl daha fazla yaşar. Bunun önemli bir nedeni sosyal faktörlerdir. Erkekler daha fazla sigara içme ve alkol tüketme eğilimindedir. Örneğin, CDC'ye göre erkeklerin aşırı içki içme olasılığı neredeyse iki kat daha fazladır. Ayrıca, erkeklerin yüzde 35'i sigara içerken kadınların yalnızca yüzde 6'sı sigara içmektedir. Kadınlar ise daha sağlıklı beslenmeye eğilimlidir ve doktor kontrollerine erkeklerden daha fazla gitmektedir.
Biyoloji ve Sosyal Etkileşim
Erkeklerin neden daha riskli davranışlarda bulundukları gibi olguları açıklamak için biyoloji ve sosyal etkileri tamamen birbirinden ayırmak imkânsızdır. Virginia Zarulli, her iki faktörün de yaşam beklentisindeki cinsiyet farkını etkileme eğiliminde olduğunu belirtmektedir. İkisi arasındaki etkileşimin "ayrılması imkânsız" olduğunu söylemektedir.
Tarihsel Değişim
Yaşam beklentisi farkı her zaman bu kadar geniş olmamıştır. Ulusal Ekonomik Araştırma Bürosu'nun bir raporuna göre, 20. yüzyılın başına kadar kadınlar erkeklerden sürekli olarak daha uzun yaşamamıştır. Bulaşıcı hastalıklar her iki cinsiyeti de eşit şekilde etkilerken, kadınlar doğum sırasında ölümlerle karşılaşmaktaydı. 1970'lerin ortalarından itibaren, sigara içme nedeniyle kadınların yaşam beklentisi beklenenden daha düşük kalmıştır.
