Dr. Metin Koca akademisyenlerin kadrolu çalışmasıyla alakalı olarak; "Ben biraz o konuya Batı akademisindeki kısıtlar ve fırsatlar içinde bakıyorum. Batı akademisinde prekaryalaşma çok hakimdir. Kadro buluruz, iyi imkanlarla da iş bulabildiğimiz olur, ama her zaman sözleşmeliyizdir. Genellikle kadro beklentiniz olamaz özellikle ileri yaşlara kadar, bir açıdan iyi bir şeydir bu, piyasanın zorlukları içinde ayakta kalabilmeyi öğrenirsiniz. Atalet olmaz. Sürekli bahane bularak aynı kurumda 20 sene geçiren insanlar var. Tabii yani herkesin hayatı başka bir şey diyemem ama çok sabit uzun bir süre aynı kurumda bulunmak aslında çok iyi bir işaret değildir. Özellikle genç yaşlarda insanlar için ama istisnası vardır. Dolayısıyla Batı’da uzun yıllar eğitim almış biri olarak o prekaryalaşmayı hissediyorsunuz. Hatta bu espri konusudur, kağıt tabakta havyar yemek, derler. İyi bir pozisyondur, çok da prestijlidir, iyi de kazanırsınız ama karton tabakta yersiniz havyarı. Çünkü o konum geçicidir ve bunu bilirsiniz. Bir tane bavulla gene taşınacaksınız en sonunda. Benim de hayatım hep bir iki bavulla geçti"
"Bu süreç bazen insanı çok yorabiliyor; 'Ben hayata ne zaman başlayacağım' diyorsunuz bazen ama ben artık hayatın kendisinin bu olduğunu düşünüyorum. İsterim kadro tabii ki, ama atalet ve hizip olacaksa hiç olmasın daha iyi. Devam ederiz kendi yolumuza. Başka birileri ödenek verebiliyorsa alırım, onunla yaparım, vermiyorsa giderim kütüphaneye, Milli Kütüphane’ye burada mahalli çalışırım" dedi.
Akademik yaratıcılığın sabit pozisyonlarda çalıştıkça körelebildiğine dikkat çeken Dr. Koca; "Sabit bir pozisyona geçtiğiniz zaman aslında rutin yaşamak bazı şeyleri azaltabiliyor. Ben de o çalkantıdan biraz beslendiğimi düşünüyorum. Sürekli saha ile iç içe olmak, sürekli yeni bir akademik çevre görmek, eleştirel bakışı da arttıran bir şeydir. Ben mesela hiç doçentlik puanı hesaplamadım bugüne kadar. Bugün yaptığımda fark ettim ki tüm puanlar tutuyor tek bir şey dışında. Nedir o? 2 yıl ders vermemişim. Çünkü akademi bu tarz prosedürlerin olmaması gereken bir yer bana kalırsa. Akademi 180 dakikada 80 sorunun cevabını verebildiğin bir yer değildir. Bazı soruların cevabı yoktur. Ya da bulduğunuz bazı hipotezlerle kendi tezinizi çürütürsünüz. Akademi böyle bir şeydir. Stabiliteyi çok sevmez" cümlelerini kullandı.
Dr. Metin Koca Kimdir?
Bilkent Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümünü bitirdikten sonra Jean Monnet Bursu ile İngiltere’de bulunan London School of Economics and Political Science’ta yüksek lisans yapan Metin Koca, daha sonra European University Institute’de Political and Social Sciences bölümünde doktorasını tamamladı. Dr. Koca’nın "Tracing Cultural Change in Turkey’s Experience of Democratization Unexpected Dialogues on Intolerance" başlıklı kitabı ise Türk Sosyal Bilimler Derneği'nden Genç Sosyal Bilimciler Ödülü kitap/makale kategorisinde mansiyona layık görülmüştü.
Doktora sonrasında ERC Avrupa Araştırma Konseyi ile postdoktora sürecinde bulunan Dr. Koca, henüz bir üniversitede kadro sahibi değil.
