Küresel ticaret savaşları, devletler arasındaki ticaret anlaşmazlıklarının ve karşılıklı gümrük tarifesi yükseltmeleri ile diğer ekonomik sınırlamaların yoğunlaşmasıdır. Söz konusu savaşlar, genellikle iktisadi güç dengeleri, piyasa erişimi ve yerli sanayilerin korunması gibi hususlardaki gerilimlerden kaynaklanır.
Ticaret savaşlarının en belirgin özelliklerinden biri, ülkelerin birbirlerine karşı yüksek gümrük tarifeleri ve ticaret engelleri çıkararak, karşılıklı olarak ekonomik baskı uygulamasıdır. Bu önlemler, ithalatın maliyetini artırarak yerli üreticileri korumak maksadıyla alınır. Fakat aynı zamanda tüketici fiyatlarını yükseltir ve küresel ticaret hacminin daralmasına sebep olur.
Ticaret savaşının uzun vadeli etkileri, hem ulusal hem de küresel ekonomiler üzerinde etkili olur. Devletler arasındaki gerilimler, finansal piyasalarda dalgalanmalara ve kaygılara yol açabilir. Şirketler, artan maliyetler ve değişken ticaret politikaları nedeniyle stratejik kararlarını gözden geçirebilir ve yatırım planlarını erteleyebilir. Ticarette öngörülemez durumlar, uluslararası arenada iş birliği atmosferinin sağlanmasını güçleştirir.
Ticaret savaşlarının bitirilmesi genellikle diplomatik görüşmeler ve ticaret anlaşmaları yoluyla gerçekleşir. Tarife indirimleri, ticaret kısıtlamalarının kaldırılması ve daha açık ticaret kuralları gibi anlaşmalar, ticaret savaşlarının sona ermesine ve küresel ticaretin tekrar istikrar kazanmasına yardımcı olabilir. Böyle durularda uluslararası kuruluşlar, dünya ticaretinin düzenlenmesi ve serbestleştirilmesi hususunda devreye girerek ekonomide dengenin sağlanması için gayret gösterir.
