ADIM ADIM BAŞKENT
NALLIHAN
NECMETTİN KURUCU
Nallıhan’ın Tarihçesi
Nallıhan, Roma İmparatorluğunun M.S.396 da Doğu ve Batı Roma olarak ikiye bölünmesi sonucu İstanbul’un Doğu Roma İmparatorluğunun başkenti oluşuyla, Anadolu’nun içinden Efes’e giden Kral yolu yerine, İstanbul’a giden yol güzergahı önem kazanmıştır. Ticari ve askeri amaçla kullanılan bu yeni yol üzerindeki Juliopolis, Bizans İmparatorluğu döneminde önemli bir konaklama noktası ve piskoposluk merkezi haline gelmiştir.
O yıllarda Juliopolis’ten geçen bu yolun doğuya gidenine İpek Yolu, Kudüs’e gidenine de Hacı Yolu denmiştir. 15. yy’dan itibaren deniz yoluyla ticaretin başlamasıyla bu yollar eski önemini yitirmiştir. Osmanlı İmparatorluğu döneminde Juliopolis’ten geçen bu yol ulaşımdaki önemini korusa da Cumhuriyet döneminde 1930’dan sonra Ankara-İstanbul yolunun Bolu üzerinden yapılmasıyla önemini hepten kaybetmiştir.
Nallıhan’ın güneydoğusundaki Juliopolis antik kenti Nallıhan’a 25 km. uzaklıktadır. Antik kent Aladağ Çayı kenarında Sarıyar Baraj gölü suları altında kalan Sarılar Köyü yakınında Gül Şehri mevkiindedir. M.S. 11 yy.’dan itibaren önemini yitirip tarih sahnesinden silinen antik kentin de büyük bölümü sular altında kalmıştır.
Kocahan yapılmadan önce, Nallıhan bugünkü yerinde değil, büyük olasılıkla Kayapınar Çiftliği yakınındaki şehir kalıntılarının olduğu yerdedir. Bu olasılığa 1957 tarihinde çıkan Türkiye Ansiklopedisi de yer veriyor. Kocahan’ın yapımıyla bugünkü yerine bir göç olduğu kesindir. Kocahan yapılmadan önce 1487 tarihinde Nallıhan Nahiyesi zaten var (1487 Tarihli Bursa Tahrir Defteri). Kocahan’ın yapımı 1595’te bitiyor. Nallıhan’da eski yerinden bugünkü yerine taşınıyor.
Nallıhan’ın merkezinde Selçuklu, Roma ve Bizans dönemine ilişkin tarihi yapı yoktur. Bazı köylerinde Roma ve Bizans dönemine ilişkin yer üstünde ve yer altında tarihi kalıntılara rastlanmaktadır. 2009 yılında başlayan Antik Kent Juliopolis Nekropolü kazısından çıkan eserler Ankara’da Anadolu Medeniyetleri müzesinde sergilenmektedir.
Nallıhan İsminin Anlamı
Bugünkü Nallıhan adı, Nasuh Paşa’nın yaptırdığı bu hanın adından kaynaklanmaktadır. Nallıhan denilmesinin nedeni söz konusu hanın Nal Deresi’nin kıyısında yapılmış olmasındandır. Osmanlılar döneminde Karahisar ve Nallı kazası adlarıyla da anılmıştır. Bu kasabaya bir zamanlar Karahisar-ı Nallı denilmiştir. Kimi kaynaklar, ilçe merkezinin Korupazarı adıyla da bir süre ifade edildiğini aktarmaktadırlar. Bu yerleşim yerinin Roma döneminde Juliopolis adını taşıdığınakledilmektedir.
Nallıhan’ın Coğrafi Özellikleri
Batıda Andız, Kuzeyde Sarıçalı, Doğuda Kara geriş, Güneyde Sündiken dağları vardır. Bu dağlar ve tepeler arasında da dik vadiler bulunduğu gibi dere boylarında ve tepelerin düzlüklerinde ekime müsait araziler bulunur. Dere boyları bilhassa sulu ziraata müsaittir.
Çayırhan ve Beypazarı'na bitişik kısımlar kısmen düzlüktür. Nallıhan’ın dağları çam ormanları ve meşeliklerle kaplıdır. Bilhassa kuzeye ve batıya gidildikçe orman örtüsü sıklaşır. Doğuda ve güneyde dağ ve tepeler umumiyetle çıplaktır. Arazinin yüzde 48’i Orman, yüzde 25’i tarıma elverişli, yüzde 22’si çayır ve mera, yüzde 5’i çalılıktır.
Bölge genellikle güneye doğru meyilli olduğundan dere ve çaylar Güneyden geçen Sakarya Nehrine dökülür. Sakarya bölgenin en büyük akarsuyudur. İlçe topraklarından çıkan Pınarbaşı, Nallıhan Çayı, Sofulu belli başlı akarsularıdır.
Nallıhan’ın Ekonomisi
Çayırhan Termik Santrali, yıllık 5 milyar kilowat saat üretim gerçekleştirerek Türkiye'nin en yüksek verimle çalışan santralidir. Santralin işletme hakkı E.Ü.A.Ş. tarafından Park Termik Elektrik Sanayii ve Ticaret A.Ş.'ne devredilmiştir. Çayırhan Termik Santrali Nallıhan ilçe sınırları içinde kalmakla birlikte Beypazarı'na 23 km uzaklıktadır. Çayırhan Termik Santrali'nin 14 Kasım 1976'da temeli atılmıştır. 1978 yılında inşatı tamamlanan Çayırhan Termik Santrali zaman içerisinde çeşitli genişletmeler ve ek binalar ile bugünkü halini almıştır.
Nallıhan’ın Meşhur Lezzeti: Domates
İlçede yüksek verimli hibrit F1 çeşitleri ile oturak çeşitleri açık tarla ziraatı şeklinde yetiştirirken, birçok çiftçimiz ise fidelerinin çoğunu alçak tünellerde yetiştirmekte, serası veya tünelleri olmayanlar ise Antalya’dan fide getirterek Mayıs ayının 10. gününden itibaren tarlaya şaşırtılmaktadır. En erken Haziran ayının sonunda ilçenin Yenice, Tekirler, Kuzucular ve Çamalan Köylerinde üretime başlanılarak, Kasım ayının sonuna kadar üretime devam edilmektedir.
Nallıhan’da Gezilecek Yerler
Avcılığın Yasak Olduğu "Kuş Cenneti"
Barındırdığı kuş türü nedeniyle “Nallıhan Kuş Cenneti” olarak tanımlanmıştır. Aladağ Çayı’nın Sarıyar Barajı ile birleştiği yerde, kuşların daha yoğun olarak görüldüğü 425 ha’lık alan 1994 yılında Yaban Hayatı Geliştirme Sahası olarak tefrik edilmiş ve avcılık yasaklanmıştır. Sahada avcılığın yasaklanması, insan faaliyetlerinin sınırlandırılması ve kamuoyunda farkındalık düzeyinin artmasıyla, kuşlar güvenle üreyebilecekleri ve barınabilecekleri bir alana kavuşmuştur.
Juliopolis Antik Kenti
Antik kentin Skopas Nehri (Aladağ Çayı)’nın geçtiği eski Sarılar Köyü civarında olduğu ve bu köyünde 1950’li yıllarda inşa edilen Sarıyar Baraj gölü suları altında kaldığı bilinmektedir. Kente ait bazı kalıntılar günümüzde baraj gölünün kuzey doğu kıyılarında kısmen görülmektedir. Kentin nekropolü ise, baraj gölünün kuzey kıyısındaki kalker kayalık üzerinde yer almaktadır. Nekropolün bulunduğu bu alan Aladağ çayı tarafından ikiye bölünmüştür.
Çayırhan Gölü
Yürüyüş yolları, doğa kampları, trekking, antik kent gibi pek çok faaliyet imkanını içerisinde bulunduran Çayırhan Gölü, ziyaretçilerini kendisine hayran bırakıyor. Göl kenarında yer alan Juliopolis Antik Kenti Nekropolü ile 'tarihe tanıklık eden şehir' olarak kendisine yer bulan bölgede farklı tiplerde 435 adet mezar, Frig, Roma ve Bizans döneminden izler taşıyan nekropoller de tarih severlerde büyük heyecan uyandırıyor.
Nallıhan Ilıca-Uyuzsuyu Şelalesi
Nallıhan´a 30 km uzaklıkta olan Ilıca Şelalesine iki yoldan ulaşabilirsiniz. Birinci alternatif Kadıköy Çulhalar üzerinden, ikinci alternatif Uluhan´a giderken Karacasu´dan saparak gidebilirsiniz. Ankara ili sınırları içinde de tek olan bu şelale görülmeye değerdir. Çayırlığın ortalarında yaşlı çam ağaçlarının gölgeleri; yaz sıcaklarında şelalenin şırıltıları eşliğinde piknik yapmağa oldukça elverişlidir. Çulhalar Köyü´nde başlayıp, Ilıca şelalesine uzanan 3. zorluk derecesindeki yürüyüş parkurunda 6-7 saatlik bir doğa yürüyüşü sonunda Karacasu Köyü´nde yöresel yemeklerden tadarak mutlu bir yorgunluk yaşayabilirsiniz.