Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), parasal aktarım mekanizmasını güçlendirmek amacıyla zorunlu karşılık oranlarında önemli bir değişikliğe gitti.

Yapılan açıklamaya göre, bankaların 1 yıla kadar vadeli Türk Lirası cinsi yükümlülükleri için belirlenen zorunlu karşılık oranı %8’den %12’ye yükseltildi.

Zorunlu Karşılık Oranı Nedir ve Neden Artırıldı?

Zorunlu karşılık oranı, bankaların topladıkları mevduatın belirli bir yüzdesini Merkez Bankası’nda tutmalarını zorunlu kılan bir uygulamadır. Bu oran, para arzını ve kredi hacmini düzenlemek için önemli bir araç olarak kullanılır. TCMB, yaptığı bu artış ile bankacılık sisteminde kredi genişlemesini dengelemeyi ve parasal aktarım mekanizmasını daha etkin hale getirmeyi hedefliyor.

Hangi Yükümlülükler Kapsama Giriyor?

Yeni düzenleme ile 1 yıla kadar vadeli TL cinsi yükümlülükler, yurt dışı repo işlemlerinden sağlanan fonlar, yurt dışından kullanılan krediler ve yurt dışı bankalar mevduatı/katılım fonları için belirlenen zorunlu karşılık oranı %8’den %12’ye yükseltildi.

Bu artışın, bankaların kredi verme eğilimleri üzerinde etkili olması ve TL likiditesini sıkılaştırması bekleniyor. Böylece, enflasyonla mücadelede önemli bir adım atılmış olacak.

Ekonomiye Olası Etkileri

Uzmanlara göre, TCMB’nin bu kararıyla piyasadaki likidite miktarı azalacak, böylece kredi büyümesi yavaşlatılarak enflasyon üzerindeki baskılar hafifletilecek. Zorunlu karşılık oranının artırılması, mevduat faizlerinde yukarı yönlü bir etki yaratabilir ve TL’nin cazibesini artırabilir.

Bu gelişme hem bankalar hem de mevduat sahipleri için önemli sonuçlar doğurabilir. Bankalar açısından bakıldığında, kredi maliyetlerinde artış yaşanabilirken, mevduat sahipleri için daha yüksek faiz getirisi söz konusu olabilir.

Mehmet Şimşek’e Göre Enflasyon Dönemsel Etkilerle Arttı Mehmet Şimşek’e Göre Enflasyon Dönemsel Etkilerle Arttı

TCMB’nin aldığı bu karar, para politikalarının sıkılaştırılması yönünde atılan yeni bir adım olarak değerlendiriliyor. Zorunlu karşılık oranındaki artış, bankacılık sisteminin likiditesini düzenlemeye ve enflasyonla mücadelede daha sıkı bir duruş sergilemeye yönelik bir strateji olarak öne çıkıyor. Önümüzdeki dönemde bu kararın kredi ve mevduat piyasalarındaki etkileri yakından izlenecek.

Kaynak: DHA