Ankara'nın eğlenceli düğünlerinde sıkça çalınan "Güvercin Uçuverdi" melodisinin ardındaki hüzünlü hikâye, türküye her dinleyişimizde yeni bir anlam katmaktadır.
Ankara'nın sevilen oyun havası "Misket", çoğumuzun bildiği gibi neşeli bir türkü olarak bilinir. Ancak bu türkü, aslında derin bir hüzün ve aşk hikâyesini taşır. "Misket", sadece bir oyun havası değil, acının ve kaybedilen bir sevdanın simgesi olmuştur.
Misket Nedir?
Türkünün adındaki "misket", bizim bildiğimiz cam bilye değildir. Ankara'nın kırsal bölgelerinde yetişen, küçük ve kırmızı elma meyvesine verilen addır. Bu elma ağacı, türkünün merkezindeki hüzünlü hikâyenin de tanığıdır.
Hikayeye göre, Hayriye adında genç bir kız, Osman Efe'ye büyük bir aşkla bağlıdır. Hayriye, her gün evlerinin bahçesindeki misket ağacına çıkarak Osman Efe'nin yolunu gözler. Osman Efe, Hayriye'yi bu ağaca olan bağlılığından dolayı "Misket" diye çağırmaya başlar. Bu isim zamanla genç kızın adı gibi anılır.
Ancak Hayriye'nin güzelliği, zamanın güçlü ve zenginlerinden olan Kır Ağa'nın da dikkatini çeker. Kır Ağa, Hayriye'yi kendine eş olarak ister ve bu dileğini Hayriye'nin babasına iletir. Zenginliği ve mevkii nedeniyle Kır Ağa'nın bu talebi, Hayriye'nin babası tarafından hemen kabul edilir. Ancak Hayriye, "Ölürüm de Kır Ağa'yla evlenmem!" diyerek karşı çıkar. Sevdiği Osman Efe'ye bu durumu anlatır.
Osman Efe ve Kır Ağa Karşı Karşıya Gelir
Osman Efe, bu haberi alınca çılgına döner ve Kır Ağa'ya haber yollar. Yiğitçe konuşarak, Hayriye'ye yan gözle bakılmamasını, aksi halde sonucun kötü olacağını söyler. Kır Ağa ise bu sözleri bir meydan okuma olarak algılar ve Osman Efe'yi düelloya çağırır.
Belirlenen günde iki yiğit karşı karşıya gelir. Osman Efe, cesareti ve yeteneğiyle Kır Ağa'yı zor duruma düşürür. Ancak Kır Ağa, Osman Efe'nin mertliğinden ve yiğitliğinden etkilenir.
"Benimle böylesine boy ölçüşen bir yiğide kıyamam. Misket senindir!" diyerek kavgayı sonlandırır. Osman Efe ise bıçağını yere atar, Kır Ağa'ya saygı gösterip ellerine sarılır.
Misket'in Trajik Sonu
Bu sırada Hayriye, yani Misket, misket ağacının tepesinde tüm bu olanları endişe içinde izlemektedir. Kalabalığın yaklaştığını görür, ancak Osman Efe'yi göremeyince korkuya kapılır. En önde Kır Ağa'nın olduğunu görünce, Osman Efe'nin öldürüldüğünü zannederek fenalaşır ve dengesini kaybederek ağaçtan düşer. Hayriye, oracıkta can verir.
Osman Efe, Hayriye'nin ölüm haberiyle yıkılır ve bu acıya dayanamayarak bölgeyi terk eder. Ancak Hayriye'nin ölümü, bu aşk hikâyesini dilden dile yayar ve ağıtlara dönüşür. Bu ağıtlardan biri zamanla "Misket" türküsü haline gelir.