Ölüm anında, vücudun tüm işlevleri aniden durmaz. Tipik olarak, ölümden birkaç dakika sonra vücuttaki son oksijen tükenir. Bu durum, organların ve sistemlerin işlevini kaybetmeye başlamasının başlangıcını oluşturur. Oksijenin azalmasıyla, kalp yavaşlamaya başlar, kan dolaşımı yavaşlar ve nöronlar işlevini durdurur. Beyin birkaç dakika daha çalışmaya devam edebilir; bilim adamları, insan beyninin ölümden sonra 10 dakika daha çalıştığını ve aslında ölümün farkında olduğunu belirtmişlerdir.
Kasların Gevşemesi ve Solgunluk: Livor Mortis
Beyin hormon salgılamayı bıraktığında, kaslar gevşemeye başlar. Yaklaşık 10-15 dakika içinde vücut rengini kaybeder ve soluklaşır. Bu, kan akışının durması ve yerçekiminin etkisiyle kanın vücudun alt bölgelerinde birikmesinden kaynaklanır. Bu duruma "livor mortis" denir ve vücutta morumsu lekeler şeklinde görünür.
Ölü Katılığı: Rigor Mortis
Ölümden 3-6 saat sonra "rigor mortis" adı verilen kaslardaki biyokimyasal değişiklikler başlar. Bu, kalsiyumun kas hücrelerine sızması sonucu kasların sertleşmesine ve kasılı halde kalmasına neden olur. Rigor mortis, yaklaşık 24-48 saat sürebilir ve ardından kaslar tekrar gevşer.
Hücresel Çürüme ve Ayrışma
Rigor mortis sürecinin ardından, hücreler ölmeye başlar ve bu süreç vücudun ayrışmasına yol açar. Hücrelerin ölmesiyle birlikte karbondioksit birikir ve hücre zarları zayıflar. Hücre sıvıları dokulara zarar verir ve mikroorganizmalar vücudu parçalamaya başlar. Bu süreç, vücudun çürümesi ve kokuşmasıyla sonuçlanır.