17. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu ve Avrupa devletleri arasındaki diplomatik ilişkiler, genellikle karmaşık ve gergin bir seyir izliyordu. Bu dönemde yaşanan bir olay, Osmanlı İmparatorluğu'nun kudreti ve devlet adamlığı ile tarihe geçen sadrazamı Köprülü Mehmet Paşa ve Fransız elçisi Jean de La Haye arasındaki diplomatik bir krizi gözler önüne serer.

Köprülü Mehmet Paşa, Girit Savaşı esnasında dostmuş gibi davrandıkları halde Fransızların, Osmanlı'nın düşmanı Venedik ile şifreli bir şekilde mektuplaşarak arkadan iş çevirdiklerini öğrendiğinde büyük bir sorun patlak verir.  

Bu duruma öfkelenen Köprülü, Fransız elçisi Jean de La Haye’nin derhal Edirne’ye getirilmesini emreder. Ancak La Haye, hastalıklarını öne sürerek kendisi gelmek yerine oğlu Denis La Haye’yi gönderir. Fransız elçisinin oğluna Osmanlı devlet erkanı huzuruna çıktığında saygısızca davranması nedeniyle dayak atılır ve Edirne'de bir kuleye hapsedilir.

Jean de La Haye, hem oğlu için hem de ileri sürebileceği bahane kalmadığından Edirne’ye gelerek Köprülü Mehmet Paşa ile bir görüşme gerçekleştirir. Söz konusu görüşmede Köprülü Venediklilerle Osmanlı aleyhine yaptıkları görüşmeleri sorar. Fransız elçi bu konuda açık bir cevap veremeyince o da oğlu gibi hapsedilir. Fransız Elçi ve oğlu Köprülü, Erdel Seferi'nden dönünceye kadar tutsak kalır.

Suça Sürüklenen Çocuk Sayısı Hızla Artıyor: 14 Yılda İkiye Katlandı Suça Sürüklenen Çocuk Sayısı Hızla Artıyor: 14 Yılda İkiye Katlandı

Seneler sonra Köprülü Mehmet Paşa’nın oğlu Fazıl Ahmet Paşa'nın sadrazamlığı zamanında, Fransızlar Denis La Haye’yi büyükelçi olarak İstanbul’a yollar. Fakat geçmişte meydana gelen olay sebebiyle Denis La Haye, İstanbul'da protokole uygun bir şekilde karşılanmaz  ve Ahmet Paşa ile kurduğu ilk temasta, Osmanlı'nın düşmanlarına yardım ettikleri gerekçesiyle açık bir şekilde uyarılır.

İkinci görüşmede gördüğü muamele sebebiyle sinirlenen Fransız elçi haddini aşarak hem saygısızca davranır hem de kılıcını bırakmayı reddeder. Bu davranışı üzerine orada bulunan görevlilerden biri Fransız elçiye meşhur Osmanlı tokadını tattırarak yere yapıştırır. Tekrar esir alınan elçi, ancak özür diledikten sonra serbest bırakılır.

Muhabir: Utku Kabakcı