Sanayinin tozunu yıllarca yuttuktan sonra kendi iş yerini kurmayı başaran Bayram Ateş, ürettiği halı sıkma makineleriyle adından söz ettiriyor.
Çıraklıktan girişimciliğe uzanan bu hikaye, onun azmi ve teknik bilgi birikimiyle hayat buldu. Bayram Ateş, uzun yıllar sanayide kazandığı deneyimlerle kendine ait bir makine üretme hayalini gerçekleştirdi. Kendi tasarımı olan bu makineyle şimdi evinin rızkını kazanıyor.
Röportajımızın ilk bölümünde, Bayram Bey'in iş hayatındaki adımları, sanayideki çıraklık yılları ve nasıl kendi işini kurduğunu okuyacaksınız.
Sibel BAY: Adem Bey, sizin hikayenizi sizden dinleyelim lütfen.
Bayram ATEŞ: 1969 doğumluyum. 10 yıldır Ostim'de kendi işimi yapıyorum. 13-14 yaşlarından beri kendi ekmeğimi kazanıyorum. İşe torna tesviye atölyesinde çırak olarak başladım. Uzun yıllar sanayide çıraklık yaptım. Ekmeğimi alın terimle hayatın her türlü zorluğuna göğüs gererek kazandım. Çocuk yaşlardan itibaren kendi ayaklarımın üzerinde durmayı öğrendim. Kendisine faydası olmayan insanın kimseye faydası olmaz. Ailenize, memleketinize ve çevrenize yararlı olmak istiyorsanız önce kendi ayaklarınızın üstünde durmayı öğrenebilirsiniz. Hayat televizyon dizileri gibi toz pembe değil maalesef. Yaşadığınız müddetçe hayatla bir mücadele içerisine gireceksiniz. Savaşı kaybetmemek için mücadeleye devam etmek gerekiyor. Ben erken yaşlardan itibaren hayatın her türlü zorluğuna da göğüs gererek Allah'ın da izniyle bu mücadelemi sürdürdüm.
Sanayi ile erken yaşlarda tanıştım. 1984 yılından beri aktif olarak, gücümün yettiği kadar her türlü işi gece- gündüz, soğuk demeden yapıyorum. Sevdiğim işi yaptığım için de bundan büyük bir keyif alıyorum. Yorgunluğumu unutuyorum.
Çıraklık dönemimin arıdan vatani görevimi yapmak üzere askere gittim. Daha sonra yeniden iş hayatına döndüm. Ankara'da bir dönem özel sektörde bildiğim iş olan torna tesviye atölyelerinde çalıştım. Bunun dışında çalıştığım başka yerler de oldu. Yetkinliğe ulaştığımı hissettiğim anda 2007 yılında kendi iş yerimi kurmaya karar verdim. 2007 yılında kendi çalıştığım yeri devralarak iş hayatında artık kendi adıma çalışmaya başladım. Tabi sizin de bildiğiniz gibi teknoloji durduğu yerde kalmıyor. Teknoloji değiştikçe biz de değiştik hem makinelerimizi hem de kendimizi bu standartlara göre ayarladık. Özellikle torna tesviye konusunda devrim niteliğinde değişimler yaşandı. Birçok sektörü ilgilendirdiği için geçen yıllar bu teknolojinin de değişmesini sağladı. Hayat devam ettikçe gelişim ve değişim de devam edecektir.
Torna tesviye çok geniş kapsamlı bir alandır ve bu makinelerden birçok işi çıkarabilirsiniz. Vida açılır, diş açılır, özel siparişlere göre envai çeşit iş yapılır. Birçok sektörle içli dışlıdır. Torna tesviye sanayinin en vazgeçilmez unsurlarından biridir.
Sibel BAY Peki, biz de okuyucularımız da sizi kısaca tanıtmış olduk. Ancak sizi, farklı kılan bir özelliğiniz var. Dilerseniz oradan devam edelim. Hem yaptığınız işten hem de ürettiğiniz makinenizden bahseder misiniz?
Bayram ATEŞ: Memnuniyetle. Daha önce piyasaya çalışıyordum. Daha sonra bir arkadaş geldi ve halı sıkma makinesinden bahsetti. ‘Bunu yapabilir misin?’ diye sordu. Ben de yapabilirim dedim.
Sibel BAY: Peki biliyor muydunuz bu işi? Daha önce buna benzer bir makine imalatınız oldu mu?
Bayram ATEŞ: Açıkçası bilmiyordum ve daha önce bu şekilde bir makine imalatım da olmadı. Bu konuşmanın ardından bana bir numune gösterdiler. Bunu yapabilirsen hem bize hem de ileriye dönük olarak sana da büyük kazanç sağlar dediler. Ben de kabul ettim. O makineye başladım. Ancak tabi ki kolay olduğunu söyleyemem. Gece- gündüz demeden çalıştım. İlk makineyi üretmeyi başardım. Arkadaş ilk makineyi aldı ve çok beğendi. Benim makinemi alan halıcı bunu başkasına tavsiye etti. Sonra makineyi alanlar diğerlerine önerdi ve böylelikle bizim iş yaygınlaştı. İşin gelişmesiyle çok şükür bu duruma geldik. Şu anda benim imal ettiğim 350 makine var.
Sibel BAY: Siz bir makine mi imal ettiniz?
Bayram ATEŞ: Şunun altını çizmek lazım daha önce buna benzer makineler vardı. Benim yaptığım makine ise tamamen kendi tasarımım ve imalatım. Kesinlikle bir diğer makinenin kopyası değildir. Benim imal ettiğim makine tamimiyle diğerlerinden farklı... Tekeri, gövdesi… vs. Yani kesinlikle aynı makine değil. Zaten böyle bir durum olsa bunu kendi imalatınız diye piyasaya satamazsınız. Ben imalatımda kendime özgü yöntemlerde izledim. Makinemin CE kalite belgesi var. (CE kalite belgesi ürünün Avrupa ürün mevzuatlarına uygunluğunu gösterir. CE işareti 'Conformite European' kelimelerinin kısaltılmasıdır ve literatürdeki anlamı 'European Conformity', Avrupa Normlarına Uygunluktur)
Sibel BAY: Ne zamandan beri bu makinenin imalatını ve satışını yapıyorsunuz?
Bayram ATEŞ: Aşağı-yukarı ilk imal ettiğim tarihi düşünürsek 10 yıldır bu makinenin imalatını ve firmalara satışını yapıyorum. Ben dükkânın bütün işlerini tek başıma yapıyorum. Şu anda yanımda çalışan yok. Personel almak istiyorum ancak gelenler çeşitli bahaneler bularak çalışmak istemiyorlar. 'Elim yağ oluyor' diyor gelmek istemiyor. Gelen 3 gün durmadan kaçıyor. Sanayide çalışmak, alnının teriyle evine ekmek götürmek ayıp değildir.
Sibel BAY: Bayram bey şunun üstünde durmak istiyorum. Siz 13-14 yaşından beri sanayide olduğunuzu, kendi ayaklarınızın üstünde durduğunuzu ve ekmeğinizi bu şekilde kazandığınızı söylediniz. Bu da demek oluyor ki akademik anlamda bir eğitim alma durumu olmamış. Sanayide sahanın içerisinden alaylı olarak yetişmişsiniz. Bir kişinin hem de iş yerinin tüm işleri de dâhil olmak üzere kendi başınıza yapıyorsunuz. Makinenizi inceledik. Çok fazla teknik detaylar var. Benim diyenin hakkı değil böyle bir işi yalnız başına çıkarmak. Nasıl oldu, bu bilgi birikimini nasıl edindiniz?
Bayram ATEŞ: Ben uzun yıllar boyunca sanayide çırak olarak görev yaptım. Benim ustam teknik lise mezunuydu. Hem tekniği hem pratiği çok iyi biliyordu. İşine çok hâkimdi. Ben ondan çok fazla şey öğrendim. O bir şey bilmese ben de bilemezdim. Ustama çok şey borçluyum. O bana öğrettiği için hem tekniği hem pratiği ondan çok iyi öğrendim. Ondan dolayı ben bu işi iyi biliyorum ve üstesinden gelebildim. Aksi takdirde bu şekilde bir makine imalatını yapamazdım, başaramazdım. Bunu okullarımız için de düşünebiliriz. Farkı yok. Birebir aynı kesinlikle. Öğretmen mesleğinde ne kadar başarılıysa öğrenci de o derece de başarılı ve kendisine öz güveni yüksek bir birey olarak yetişecektir. Bu şekilde yetişen bir öğrencinin elinden de hiçbir şey kaçmaz. Eğitimini güzel aldığı için bir işi yaparken gözü korkmaz. Kendisine, ailesine, vatanına ve milletine faydalı bir birey olur. Ve bu da ülkemizin gelişmesine kalkınmasına katılar sağlar. Bir ülkede genç nesil ne kadar çalışkan ve başarılı ise o ülkesinin gücü de o derece yüksek olacaktır. Eğitim anne-babada başlar ve okulda devam eder. Çocuk öğretmenlerini anne, baba ve kardeşinden daha çok görür. Öğretmen iyi eğitim almadan bu mesleği yaparsa öğrenciye bir katkı sağlayamaz. Eğitim almayan öğrencinin de ne kendisine ne memleketine bir faydası dokunur. Benim ustam iyi olduğu için ben çok iyi öğrendim.
Sibel BAY: Nasıl oldu bu makine imalatı işi? Bu süreci merak ediyorum…
Bayram ATEŞ: Bunun ne olduğunu anlamamız bir için öncelikle makineyi gördüm ve makinenin ölçülerini aldım. Ancak şunu da belirtmek isterim ilk imal ettiğimiz makine dört dörtlük olmadı. Ama ikinci, üçüncü, dördüncü makineler derken bu işi artık kotarmaya ve dayanıklı, uzun ömürlü makineler imal etmeyi başardım. Şimdi piyasada marka vermek istemiyorum ama çok sayıda otomobil markası var. Kimisi iyi kimisi değil. Bizim ilk yaptığımız makine bana göre düşük kalitedeydi ancak şimdi imal ettiğimiz orta sınıf bir otomobili geçti burada amacım bunu devam ettirip yeni teknolojileri de entegre ederek sistemimi geliştirim artık lüks diyebileceğimiz sınıfa ulaşmaktır.
Sibel BAY: Hamdım, piştim ve yanmak istiyorum diyorsunuz...
Bayram ATEŞ: Her insanın yaptığı işte kendisini geliştirmesi lazım. Çırak ustayı geçmezse meslek yürümez. Her şey zamanla olur. Hiçbir iş tek seferde olmaz ve ilk çıkan iş de en iyi iş değildir. İşi eliştiren, zenginleştiren ustadır. Ustayı geliştirense yıllarını tezgâh masasında geçirmesi ve eğitim aldığı ustadır.
Sibel BAY: Kaç gün sürdü böyle bir makineyi imal etmek?
Bayram ATEŞ: Yaklaşık olarak bir makineyi imal etmem 10 günümü alıyor. Tabi yüzlerce makine imal ettiğim için bu anlamda önemli bir pratik kazandım. Şu anda bir aksilik olmaması durumunda bir haftada 2 makineyi atölyeden çıkarabilirim. Atölyemde imal ettiğim makinelerimi piyasaya göre uygun ancak emeğimin karşılığını veren bir kar marjıyla kullanıcı firmalarla buluşturuyorum. Tabi makineyi imal etmek için iş yerimizdeki teknik donamımızı buna göre ayarladık. Şu anda istediğimiz makineyi imal edecek teknik donanıma sahibiz.
Sibel BAY: Peki nasıl çalışır sizin mucidi olduğunuz makine, bizim gibi bilmeyenler için kısaca paylaşır mısınız?
Bayram ATEŞ: Halı yıkama işiyle uğraşan firmalar bana gelir. Burada benim makinemi inceliyorlar. Fiyat konusunda anlaşırsak makineyi satıyorum. Makine 2.70 santimetre boyunda ve iç taburunun genişliği ise 40 santimetre. Bunlar artık standart özelliklerimiz. Bir makine günde bin metre halı yıkayabilir. Bu da tahmini olarak 250-300 halıya denk gelir. Makinemizin işleme tuttuğu halı yüzde 90 oranında kurumuş olur. Bizim makinemizden daha fazla yıkayan makineler var. Ancak fiyatları bizimkinin neredeyse 7-8 katı. Daha ucuza imal ettiğimiz ve sattığımız için piyasada tutuluyoruz. Şu anda kadar kendi imaları olan 350 makineyi piyasaya sattım. Yüzde 80'ine Ankara'da makineyi ben sattım. Bunun dışında şehir dışına Kayseri'ye, Erzurum'a, İzmir'e, Kars'a, Niğde'ye ve pek çok şehrimize makine satışımız oldu.