Otofinansman, şirketlerin kendi faaliyetleri neticesinde elde ettikleri karı dağıtmayarak, işletme sermayesine eklemeleri anlamına gelir. Söz konusu yöntem, dış finansman kaynaklarına olan bağımlılığı azaltarak, kendi kendine yetebilme becerisini artırmak için uygulanır.
Otofinansman uygulayan işletme yönetimi, öncelikle karı dağıtmamakla, gelecekteki yatırımlar için sağlam bir mali zemin oluşturmayı hedefler. Bu durum, yeni projelerin hayata geçirilmesi, teknolojik yeniliklerin yapılması veya işletme kapasitesinin artırılması gibi stratejik hedeflere ulaşmada büyük bir kolaylık sağlayabilir.
Ayrıca otofinansman sayesinde işletme, dışarıdan borçlanma veya yatırımcı çekme ihtiyacını en aza indirir. Bu hem finansal risklerin gerilemesine hem de işletmenin yönetim bağımsızlığının muhafaza edilmesine yardımcı olur. Karın işletme içinde tutulması, işletmenin öz sermayesini kuvvetlendirir ve finansal kriz dönemlerinde işletmenin ayakta kalmasını sağlar.
Otofinansmanın bir diğer önemli yönü, piyasalardaki belirsizliklere karşı işletmeyi daha esnek hale getirmesidir. Dış kaynaklardan bağımsız olmak, işletmeye stratejik kararlarını daha özgür bir şekilde alma imkanı sunar. Tarif edilen bu süreç, bilhassa rekabetçi bir atmosferde, işletmenin yenilikçi adımlar atmasını ve pazar payını korumasını veya artırmasını kolaylaştırır.
Otofinansman, işletmeler için hem kısa hem de uzun vadede sürdürülebilir büyüme ve gelişme sağlamanın anahtarı olarak kabul edilir. Bu bağlamda otofinansman, firmaların stratejik hedeflerine erişmesinde ve rekabet avantajı sağlamasında kritik bir rol üstlenebilir.