Ramazan ayının başlamasıyla birlikte oruç tutan kalp hastalarının beslenme düzenine ekstra özen göstermesi gerekiyor. Kardiyoloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Doğaç Okşen, kalp hastalarının iftar ve sahurda yapacakları beslenme tercihlerinin hayati önem taşıdığını belirterek önemli uyarılarda bulundu.
Oruç Tutmadan Önce Doktorunuza Danışın
Kalp hastalarının oruç tutup tutamayacağı konusu bireysel sağlık durumlarına bağlı olarak değişkenlik gösteriyor.
Dr. Okşen’e göre, stabil durumda olan ve doktor kontrolü altında hipertansiyon veya hafif kalp yetmezliği bulunan hastalar oruç tutabilirken, son altı ay içinde kalp krizi geçirmiş olanlar veya sık sık göğüs ağrısı çekenler için oruç riskli olabilir. Bu yüzden, hastaların mutlaka doktorlarına danışarak oruç konusunda bireysel bir değerlendirme yapmaları gerekiyor.
İftarda Aşırı Yiyecek Tüketiminden Kaçının
Oruç süresince uzun saatler boyunca aç kalan bireyler iftarda hızlı ve aşırı yemek yeme eğiliminde olabiliyor. Ancak Dr. Okşen, yağlı ve ağır yiyeceklerin sindirimi zorlaştırarak kalp üzerinde ek bir yük oluşturabileceğini vurguluyor.
İftara hurma ile başlanmasını öneren uzman, ardından su ve hafif bir çorba ile devam edilmesi gerektiğini belirtiyor.
Ana öğün olarak ızgara balık veya tavuk, bol sebze ve kompleks karbonhidrat kaynağı olan bulgur veya kinoa tercih edilebilir.
Sahurda Lifli ve Protein Ağırlıklı Beslenin
Sahurda ise uzun süre tokluk sağlayacak ve kan şekerini dengede tutacak besinler tüketilmelidir.
Dr. Okşen, sahurda yüksek lifli gıdalar, kompleks karbonhidratlar ve protein kaynaklarının tercih edilmesi gerektiğini söylüyor. Yulaf ezmesi, çörek otu veya keten tohumu eklenmiş yoğurt, fındık veya ceviz gibi sağlıklı yağlar ve mevsim meyveleri içeren bir öğünün, gün boyu enerji seviyesini koruyacağını ifade ediyor. Ayrıca, sahurda tüketilen salatalığın yüksek su içeriği sayesinde vücudu susuz kalmaktan koruyacağına dikkat çekiyor.
Yeterli Su Tüketimi Şart
Oruç süresince susuz kalan vücudun ekstra bir yük altında kaldığını belirten Dr. Okşen, iftar ve sahur arasında düzenli su tüketiminin büyük önem taşıdığını ifade ediyor.
Gün içerisinde dehidrasyonun önüne geçmek için sahurda yeterli miktarda su içmek, kalp sağlığı açısından oldukça faydalı olacaktır.
İlaç Saatlerinizi Doktorunuzla Belirleyin
Kalp hastalarının ilaç kullanımı Ramazan ayında ayrı bir önem taşıyor. Dr. Okşen, tansiyon ve idrar söktürücü ilaçların düzenli olarak alınmasının gerektiğini belirterek, ilaç saatlerinin iftar ve sahur zamanlarına göre ayarlanmasının önemli olduğunu söylüyor.
Özellikle idrar söktürücü ilaçların iftarda alınması, vücudun sıvı dengesinin korunmasına yardımcı olabilir. Ancak her hasta için ilaç düzeninin kişiye özel olduğu ve bu konuda doktor tavsiyesine uyulması gerektiği vurgulanıyor.
Oruç Tutmaması Gereken Kalp Hastaları
Bazı kalp hastalıklarına sahip bireylerin oruç tutmasının riskli olabileceğini belirten Dr. Okşen, şu hastaların oruç tutmaması gerektiğini söylüyor:
- Kontrol altına alınamayan hipertansiyon hastaları,
- Sık göğüs ağrısı yaşayanlar,
- Son dönemde ciddi kalp operasyonu geçirenler,
- Kalp yetmezliği bulunan bireyler.
Bu tür ciddi sağlık sorunlarına sahip bireylerin oruç tutmasının yaşamsal riskleri artırabileceği ifade ediliyor.
Ramazan’da En Sık Yapılan Beslenme Hataları
Dr. Okşen, Ramazan ayında sık yapılan beslenme hatalarına da dikkat çekiyor:
- İftar ve sahurda aşırı ve hızlı yemek yemek,
- Yeterli su tüketmemek,
- Uyku düzenini bozmak,
- İftar sonrası aşırı tatlı tüketmek.
Bu alışkanlıkların kalp sağlığını olumsuz etkilediğini vurgulayan uzman, sağlıklı bir Ramazan geçirmek için doktor tavsiyelerine uyulması gerektiğini belirtiyor.
Sağlıklı Bir Ramazan İçin Önleminizi Alın
Ramazan ayında kalp hastalarının sağlıklı bir şekilde oruç tutabilmesi için doktor kontrolünde olmaları, dengeli ve sağlıklı beslenmeleri büyük önem taşıyor.
İftar ve sahurda doğru besinleri tüketmek, düzenli su içmek ve ilaç kullanımını aksatmamak, kalp sağlığını korumak için atılacak en önemli adımlar arasında yer alıyor. Herhangi bir sağlık sorunuyla karşılaşılması durumunda ise en kısa sürede bir sağlık kuruluşuna başvurulması öneriliyor.
