Satın alma gücü paritesi, ekonomi ve finans sahalarında mühim bir kavramdır ve ülkeler arasındaki fiyat düzeyi farklılıklarını ortadan kaldırmak maksadıyla hesaplanan para birimi dönüştürme oranını ifade eder. Söz konusu oran, belirli bir para birimini başka bir para birimine dönüştürdüğünüzde, başka bir ülkede aynı sepetteki mal ve hizmetlerin satın alınabilmesine imkan verir. Satın alma gücü paritesi, özellikle uluslararası fiyat kıyaslamalarında ve iktisadi çözümlemelerde önemli bir araçtır.
Satın Alma Gücü Paritesinin Türleri
Satın alma gücü paritesi hipotezinin 2 ana türü olduğunu söylemek mümkündür. Bunlar, mutlak satın alma paritesi ve nispi satın alma paritesidir. Mutlak satın alma paritesi, iki farklı ülkede belirli bir ürün grubunun fiyatlarının belirli bir döviz kuru ile eşitlenmesi olarak tanımlanabilir. Yani eğer iki ülkede aynı ürün veya hizmet satılıyorsa ve bu ürünlerin fiyatları döviz kurlarına göre eşitlenmişse, bu mutlak satın alma paritesinin olduğu manasına gelir.
Öte yandan, nispi satın alma paritesi, iki ülke arasında aynı ürün grubunun fiyatlarındaki senelik değişim hızlarının belirli bir döviz kuru ile birbirine eşit olması durumudur. Bu, iki ülke arasındaki enflasyon oranlarının ve fiyat değişimlerinin karşılaştırılmasını kapsar.Yani, bir ülkenin fiyatları diğerine göre ciddi bir hızla yükseliyorsa, döviz kurunun da bunu dikkate alarak ayarlanması gerekmektedir.
Hem mutlak satın alma paritesi hem de nispi satın alma paritesi iktisat alanındaki değerlendirmeler ve uluslararası ticarette dengenin sağlanması ve muhafaza edilmesinde etkili bir rol üstlenir. Mutlak satın alma paritesi, üzerinden ürün veya hizmetin gerçek ederi anlaşılırken, nispi satın alma paritesi üzerinden de döviz kurlarının zaman içindeki değişimini ortaya konur. Bu nedenle her iki parite de bir ürünün nasıl fiyatlandığı hususunda bizlere önemli ipuçları verir.