Seçimin sonuçları, Tayvan'ın önümüzdeki dört yıl boyunca Çin ile ilişkilerinin seyrini belirleyecek önemli bir dönemeç olarak değerlendiriliyor. Özellikle Çin anakarası ile Tayvan arasındaki sulardaki 170 kilometre genişliğindeki bölgede barış ve istikrarın korunması bu sürecin merkezinde bulunuyor. Çin, seçimi daha önce barış ve savaş arasında bir seçim olarak tanımlamıştı.
Lai Ching-te, şu anki Başkan Tsai Ing-wen'in başkan yardımcısı olarak görev yapıyordu. Çin'in, Tayvan üzerindeki egemenlik iddialarını reddeden Lai ve Tsai, Pekin ile defalarca görüşmeyi reddederek ayrılıkçı olarak nitelendirildi. Çin, Lai'nin seçilmesine karşı şiddetle çıkarken, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ise Lai'yi tebrik ederek, Tayvan'ın demokratik sistemine vurgu yaptı ve ABD'nin Tayvan ile olan ortaklığının derinleşeceğini belirtti.
Seçimde Çin dostu Milliyetçi Parti'nin adayı Hou Yu-ih ve Tayvan Halk Partisi'nden (TPP) Ko Wen-je de önemli rakiplerdi. Ancak Lai Ching-te'nin zaferi, Tayvan'ın gelecekteki politik ve ekonomik yönelimini belirlemede etkili olacak gibi görünüyor.
Seçim atmosferi, sadece Çin ile olan gerginlikleri değil, aynı zamanda iç sorunları da yansıttı. Uygun fiyatlı konut kıtlığı ve sabit ücretler gibi konular, seçim kampanyasının önemli gündem maddeleriydi. Ayrıca, Tayvan ekonomisinin geçen yıl düşük büyüme göstermesi, ülkenin karşılaştığı ekonomik zorlukları ortaya koydu.
