Tereyağı, yağ türleri arasında yüksek protein içeriği ve vitamin zenginliği ile dikkat çeken bir hayvansal gıdadır. Ayrıca içerdiği mineraller sayesinde de oldukça sağlıklıdır. Kırsal kökenli bir ürün olan tereyağı, tarih boyunca doğal özelliğini koruyan gıdaların başında gelmektedir.
İnek, koyun veya keçi sütünden elde edilen tereyağı, bu sütlerin kaynatılmasıyla oluşan kaymak tabakasından yapılır. Günümüzde ise büyük ölçüde fabrikasyon üretimle elde edilmektedir. Bu üretim yöntemi, tereyağının renginden kıvamına, kokusundan tadına kadar birçok farklılık yaratabilmektedir.
Tereyağının renginin doğallığı açısından belirleyici olup olmadığı, sarı veya beyaz olmasının nedenleri merak edilen konular arasındadır. Tereyağının rengi, sütü alınan hayvanın beslenme şekliyle doğrudan ilişkilidir. Eğer sütü alınan hayvan çimen ve ot gibi yeşillik ağırlıklı besleniyorsa, tereyağı karotenoidler nedeniyle daha sarımsı renkte olur. Karotenoidler, yeşilliklerde bulunan ve tereyağına rengini veren maddelerdir. Ancak, saman, arpa ve buğday gibi yemlerle beslenen hayvanlardan elde edilen sütle yapılan tereyağı daha açık renkte olur.
Doğal tereyağlarının üretim mevsimine göre de renk farklılığı gösterdiğini unutmamak gerekir. İlkbahar ve yaz aylarında taze otlarla beslenen hayvanların sütünden üretilen tereyağı daha sarı renkte olurken, sonbahar ve kış aylarında kuru gıdalarla beslenen hayvanlardan elde edilen tereyağı daha açık renkte olur.
Fabrikalarda üretilen tereyağının rengini belirlemek için ise yağın içine eklenen renk verici katkı maddeleri kullanılmaktadır.
Tereyağını doğrudan sütten yapmak yerine, önce sütten yoğurt yapılıp, ardından yoğurttan ayran, son olarak da ayrandan tereyağı yapılabilir. Oldukça zahmetli ve emek isteyen bu yayık tereyağı, daha fazla probiyotik içerir. Yayık tereyağının rengi, yine kullanılan sütün elde edildiği hayvanın beslenme şekline ve mevsime göre değişiklik gösterir.
