Küresel piyasalarda, ABD Başkanı Donald Trump'ın Grönland'a yönelik açıklamaları ve yeni gümrük tarifesi talepleri, belirsizliklere yol açarak karışık bir seyir izlenmesine neden oldu. Piyasalar, özellikle ABD Merkez Bankası (Fed) ve Avrupa Merkez Bankası (ECB) tarafından açıklanacak faiz kararlarına odaklanmış durumda. Trump’ın ticaret politikaları ve dış ilişkilerde attığı adımlar, ekonomik beklentiler üzerinde önemli bir etki yaratıyor.
Trump'ın Ticaret Politikaları ve Dış İlişkilerdeki Gelişmeler
ABD Başkanı Donald Trump’ın ticaret politikalarındaki belirsizlikler, küresel piyasalarda büyük bir endişeye yol açtı. Trump, Kanada’nın ABD’ye karşı ticaretinde adaletsizlik olduğunu savunarak, Kanada’nın ABD’nin 51. eyaleti olmasını önerdi. Bu açıklamalar, Kanada ile ABD arasındaki ticaret ilişkileri üzerinde belirsizlik yaratırken, Trump’ın Grönland’ı Danimarka’dan satın alma teklifinin de uluslararası diplomasiye etkisi sürüyor. Trump, bu öneriyi “dünyanın özgürlüğüyle ilgili” bir adım olarak tanımlarken, Grönland’ın ABD’ye katılmasının jeopolitik sonuçları üzerine tartışmalar başlattı.
Trump’ın dış politika açıklamaları, küresel ticaret savaşları ve ekonomik ilişkiler üzerinde doğrudan etkiler yaratırken, bu durum yatırımcılar ve analistler tarafından dikkatle izleniyor. Gümrük tarifeleri konusundaki belirsizlikler ve Trump’ın Kanada’ya yönelik açıklamaları, ticaretin geleceği hakkında endişelere neden oluyor.
Faiz Kararları: Fed ve ECB'nin Hamleleri Bekleniyor
ABD Merkez Bankası (Fed) ve Avrupa Merkez Bankası (ECB), küresel ekonominin seyrinde belirleyici faktörler olarak ön plana çıkıyor. Fed’in, 29 Ocak’ta yapacağı para politikası toplantısı öncesinde faizlerin sabit tutulması bekleniyor. Analistler, Fed’in, enflasyon ve tarifelerin küresel ticaret üzerindeki etkilerini dikkate alarak faiz oranlarını değiştirmemesi gerektiğini belirtiyor. Ayrıca, Trump’ın ticaret politikalarının oluşturduğu belirsizliklerin, Fed’in gelecek dönemde daha temkinli olmasına yol açabileceği ifade ediliyor.
Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) faiz kararı ise 1 Şubat’ta açıklanacak. ECB, özellikle düşük seyreden enflasyon ve zayıf ekonomik büyüme göz önüne alındığında, faiz oranlarını 25 baz puan düşürme olasılığını artırdı. Analistler, Avrupa’daki ekonomik zorlukların, ECB’nin para politikalarında daha gevşek bir yaklaşım benimsemesine neden olabileceğini belirtiyor. Özellikle Avro Bölgesi’nde yaşanan zayıf imalat verileri ve artan resesyon endişeleri, ECB’nin kararını etkileyecek ana faktörler arasında yer alıyor.
Küresel Ekonomik Veriler: ABD ve Avrupa’daki Gelişmeler
ABD’de açıklanan ekonomik veriler de piyasaların yönünü belirleyen önemli bir etken. Michigan Üniversitesi tarafından yapılan araştırma sonucunda, Ocak ayında tüketici güven endeksi, aşağı yönlü revize edilerek 71,1 seviyesine geriledi. Bu, altı ayın ardından görülen ilk düşüş ve tüketici güvenindeki zayıflamanın işsizlik oranları ve yüksek enflasyon beklentileriyle ilişkili olduğu düşünülüyor. Özellikle kısa vadeli enflasyon beklentisi Ocak ayında yüzde 2,8’den yüzde 3,3’e çıkarak, endişeleri artırdı.
ABD imalat sanayi verisi, Ocak ayında aylık yüzde 0,7 artışla 50,1 seviyesine yükseldi. Bu, piyasa beklentilerinin üzerinde bir performans gösterdi. Ancak, hizmet sektörü PMI’si Ocak ayında yüzde 4 azalarak 52,8 seviyesine geriledi ve beklentilerin altında kaldı. Konut sektörü de yüksek mortgage faiz oranları ve artan konut fiyatları nedeniyle zorlu bir dönem geçiriyor. 2024 yılı genelinde, konut satışlarının 1995’ten bu yana en düşük seviyeyi görmesi bekleniyor.
Bunun yanı sıra, ABD’de bilanço sezonu devam ediyor. Microsoft, Meta, Apple ve Tesla gibi teknoloji devlerinin bu hafta açıklayacağı bilançolar, piyasalarda önemli bir etki yaratabilir. Bu şirketlerin performansı, küresel ekonomik büyüme ve teknoloji sektöründeki geleceğe dair beklentileri şekillendirecek.
Avrupa Ekonomisi: Resesyon Endişeleri
Avrupa borsaları, düşük seyreden ekonomik büyüme ve artan resesyon endişeleriyle dalgalanma yaşıyor. Avro Bölgesi’nde açıklanan imalat sanayi PMI verisi Ocak ayında 46,1 olarak beklentilerin üzerinde gelmesine rağmen, bölgedeki zayıf büyüme ve artan enflasyon endişeleri piyasalarda karışıklığa yol açtı. Almanya, Avro Bölgesi’nin en büyük ekonomisi olarak, imalat PMI’si 44,1 ile beklentilerin altında kaldı. Bu veriler, bölgedeki ekonomik zorlukların derinleşebileceğine dair endişeleri artırıyor.
Analistler, ECB’nin para politikalarındaki sıkı yaklaşımın, Avrupa’daki resesyon risklerini daha da derinleştirebileceğini belirtiyor. Bununla birlikte, ECB’nin önümüzdeki toplantısında faiz oranlarını düşürme kararı alması bekleniyor. ECB Başkanı Christine Lagarde, son açıklamalarında, ABD ve Avrupa arasındaki ticaret sorunlarının çözülmesi gerektiğini vurgulamıştı. Bu, ekonomik büyümeyi desteklemek adına önemli bir adımdı.
Türkiye Piyasasında Gelişmeler ve Moody’s Değerlendirmesi
Türkiye’nin ekonomik durumu, uluslararası derecelendirme kuruluşlarının değerlendirmeleriyle birlikte dikkatle izleniyor. Moody’s, Türkiye’nin kredi notu üzerinde herhangi bir değişiklik yapmamakla birlikte, Türkiye’nin ekonomik büyüklüğü, çeşitliliği ve iyileşen ekonomik politikaları nedeniyle olumlu bir değerlendirme yaptı. Türkiye ekonomisinin dirençli yapısının, ülkenin gelecekteki ekonomik gelişimini destekleyebileceği ifade ediliyor.
Borsa İstanbul, geçen hafta satış ağırlıklı bir seyir izledi. BIST 100 endeksi yüzde 0,08 değer kaybederek 10.104,85 puandan kapanırken, Dolar/TL kuru Cuma günü yüzde 0,1 düşüşle 35,6760’tan kapandı. Bugün ise 35,6990 seviyelerinden işlem görmeye başladı. Yatırımcılar, yeni hafta için teknik verileri dikkatle izliyor. BIST 100 endeksinde 10.100 ve 10.000 seviyeleri destek, 10.200 ve 10.250 seviyeleri ise direnç olarak görülüyor.
Küresel Veriler ve Bugünün Takvimi
Bugün, yurt içinde Türkiye’nin reel kesim güven endeksi ve kapasite kullanım oranı verileri açıklanacak. Ayrıca, Almanya’da Ifo iş dünyası güven endeksi ve ABD’de inşaat izinleri, yeni konut satışları gibi önemli veriler takip edilecek.
