2008 Ekonomik Krizi, küresel ölçekte büyük bir sarsıntı meydana getirerek birçok ülkeyi olumsuz etkileyen ciddi bir ekonomik buhrandı. Bu buhran, özellikle 1929 Dünya Ekonomik Krizi ile kıyaslanarak tarihin en büyük ekonomik krizlerinden biri olarak kabul edilir. Krizin belirginleşmesi, 2008 yılının Eylül ayında ABD'deki taşınmaz mal piyasasının ani bir şekilde değer yitirmesiyle kendisini gösterdi. Söz konusu değer kaybı, ABD'de birçok kişinin iflas etmesine yol açtı.
ABD'de patlak veren bu kriz, kısa sürede küresel bir boyuta ulaştı ve dünya genelinde ekonomik daralmaya sebep oldu. Türkiye de bu krizden etkilenen ülkeler arasında yer aldı. 2002-2014 yılları arasında Türkiye ekonomisi Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYİH) bakımından büyüme gösterse de, 2008 yılında bu büyüme trendi tersine döndü, ekonomi küçüldü. Krizin etkisiyle döviz kurlarında da dalgalanmalar oluştu.
Bu dönemde, küresel finansal sistemdeki güvenin sarsılması ve piyasalardaki belirsizlikler, Türkiye dahil olmak üzere birçok ülkede ekonomik durgunluğa sebep oldu. Krizin etkileri, sadece finansal piyasalarla sınırlı kalmayarak, reel ekonomiye de yansıdı ve işsizlik oranlarında artışa, yatırımlarda ise gerilemeye neden oldu.
Türkiye, bu dönemde ekonomik tedbirler alarak krizin etkilerini en aza indirmeye çalıştıysa da, küresel dalgalanmalar ülke ekonomisinde derin bir iz bıraktı.
