Uçak pencerelerinin oval şekilde olması birkaç faktöre dayanır ve bu faktörler bir araya geldiğinde, oval şeklinin uçak pencereleri için en uygun tasarım olduğu sonucuna varılır.

İşte bu faktörlerden bazıları:

Basınç Farkları: Uçaklar yüksek irtifalara çıktıkça, iç ve dış basınç arasında ciddi farklar oluşur. Bu farklar, uçağın gövdesinde büyük bir basınç oluşturur. Oval şeklindeki pencereler, bu basınç farklarını daha iyi dağıtabilir. Yuvarlak veya oval şekiller, köşelerin keskin olması yerine, stresin daha iyi dağılmasına olanak tanır.

Baskıyı Daha İyi Yönetme: Günümüz uçaklarında yuvarlak pencereler tercih edilmesinin temel nedeni, uçak kabinindeki ve dışındaki hava basıncını dengelemektir. Uçaklar 10.000 feet'in üzerinde seyrederken kabin basıncı 11-12 PSI'ye yükselirken, dış hava basıncı sadece 4-5 PSI olabilir. Bu büyük basınç farkı, pencere panellerinin tekrarlanan basınç değişimlerine dayanabilmesini gerektirir. Yuvarlak pencerelerin tercih edilme sebebi ise, oval tasarımla karşılaştırıldığında basıncı daha homojen bir şekilde dağıtabilmesidir. Ayrıca, yuvarlak yapılar deformasyona karşı daha dirençlidir ve uzun süreli kullanım için daha sağlamdır. Bu nedenlerle, uçak endüstrisi yuvarlak pencereleri tercih etmektedir ve bu tercih, jet çağının başlangıcından beri devam etmektedir. Ancak bu standart tasarımın benimsenmesi, bazı kaza ve olayların yaşanmasını gerektirebilmiştir.

Yapısal Dayanıklılık: Oval pencereler, köşelerin olmadığı ve dolayısıyla kırılganlığın az olduğu bir yapı sağlar. Köşelerin olmaması, pencerelerin daha dayanıklı olmasını sağlar ve bu da uçağın gövdesinin genel yapısal dayanıklılığını artırır.

Yerçekimi Etkisi: Uçakların havalanması ve inmesi sırasında yaşanan ivmeler, pencerelerin yapısal dayanıklılığını etkiler. Oval şekiller, bu ivmeleri daha iyi dağıtarak pencerelerin dayanıklılığını artırır.

Hava Akışı: Oval pencereler, uçakların hava akışıyla olan etkileşimini en aza indirir. Bu da uçağın aerodinamik performansını artırır ve yakıt tasarrufu sağlar.

Genç Mühendislerden Yerli Masaüstü CNC Makinesi Atılımı Genç Mühendislerden Yerli Masaüstü CNC Makinesi Atılımı

1950'lerde jet çağının başlamasıyla birlikte uçak pencereleri daha büyük bir öneme sahip oldu. Bu döneme kadar, uçaklarda genellikle kare pencereler kullanılıyordu ve bu uçaklar daha düşük hızlarda ve irtifalarda uçuyorlardı. Ancak, ilk jet uçağı olan de Havilland Comet'in ortaya çıkmasıyla bu durum değişti.

1954'te iki Comet uçağı havada parçalandı, 56 yolcu hayatını kaybetti ve bilim insanları bu olayın sebebini araştırmaya başladılar. Sorunun kare pencerelerin tasarımından kaynaklandığı belirlendi. Özellikle pencerelerin köşeleri, çok fazla basınç altında kaldığı için uçağın çatlamasına ve hasar görmesine neden oluyordu. Pencerenin dört köşesi, stresin büyük bir kısmını taşıyordu ve zamanla tekrarlanan bu stres, uçağın çatlamasına yol açıyordu.

Bu tür olayların önlenmesi için tasarımcılar, basınca daha iyi dayanabilecek yeni bir pencere şekli bulmaya çalıştılar ve o zamandan beri uçaklarda yuvarlak pencereler kullanılmaya başlandı.

Ancak pencerelerin uçuş boyunca sağlam durmasını sağlamak için mühendislerin kullandığı şekil yalnızca bu değildir. Pencerelerin üç akrilik katmandan oluştuğunu fark etmiş olabilirsiniz. En dıştaki en kalın olanıdır ve dışarıdan gelen tüm basıncı alır, ortadaki ise yine kalındır ve basıncı eşitlemek ve iç camı korumak için kullanılan küçük bir deliğe sahiptir. Yolcu olarak karşılaştığımız katman ise en ince olanıdır ve nispeten küçük kabin basıncını alır.

Muhabir: Handan Işıksal