Albert Einstein'ın ölümü sırasında nöbetçi patolog olan Thomas Harvey, ünlü fizikçinin beynini çalarak, yalnızca bilimsel çalışma amacıyla paylaşacağına söz verdi. Ancak Harvey, Einstein'ın yakılma isteğine rağmen beyni geri vermeyi reddettiği için Princeton Hastanesi'nden kovuldu. Sonraki yıllarda Harvey, beynini parçalar halinde çeşitli yerlere taşıdı ve beynin parçalarını çeşitli araştırmacılara göndererek Einstein'ın ailesine ve bilim dünyasına verdiği sözü yerine getirdi. Bu süreçte, Einstein'ın beyni tuhaf bir yolculuğa çıktı.
Beynin Parçalanması ve Araştırılması
Harvey, Princeton Hastanesi'ndeki işini kaybettikten sonra, Einstein'ın beynini Pennsylvania Üniversitesi'ne götürdü ve burada beynin fotoğraflarını çekti. Beyni 240 küçük parçaya ayırdı, selüloit adı verilen kauçuksu bir maddede sakladı ve parçaları alkol dolu kavanozlarda muhafaza etti. Harvey, karısının beyni atmakla tehdit etmesi üzerine onu geri alarak beyni saklamaya devam etti. Beyni daha sonra Wichita, Kansas'a taşıdı ve burada bir bira soğutucusunun altındaki bir elma şarabı kutusunda sakladı. Yıllar boyunca beynin parçalarını, ilgilenen çeşitli araştırmacılara gönderdi.
Tıbbi Lisansın Kaybedilmesi ve Taşınmalar
Harvey, yeterlilik sınavında başarısız olduktan sonra tıp lisansını kaybettiği Weston, Missouri'ye taşındı, ancak beyni incelemeye devam etti. Daha sonra Lawrence, Kansas'a taşındı ve burada beyniyle bir benzin istasyonunun bitişiğindeki küçük bir dairede yaşadı. Harvey, Einstein'ın beynine sahip olmanın tıp kariyerinde ilerlemesine yardımcı olacağını düşünüyordu, ancak faturaları ödemek için bir plastik ekstrüzyon fabrikasında çalışmaya başladı.
Harvey, beyni Einstein'ın torunu Evelyn'e geri vermeyi planladı, ancak onun istemediğini öğrendikten sonra, 1998'de elindeki kalan beyin parçalarını Princeton Üniversitesi Tıp Merkezi'ne geri verdi. 2007'de öldü. Einstein'ın beyninin 46 slaydı, Philadelphia Çocuk Hastanesi'nden bir nöropatolog tarafından Philadelphia Tıp Fakültesi Mutter Müzesi'ne bağışlandı. Ancak beynin büyük kısmı hala Princeton Üniversitesi Tıp Merkezi'nde kalarak yolculuğunu sonlandırdı.
Bilimsel Bulgular ve Einstein'ın Dehası
Einstein'ın beyni üzerine yapılan araştırmalar, onun beyninde ortalama zekaya sahip bireylerinkine kıyasla birçok farklılık olduğunu ortaya koydu. Bu farklılıklar arasında nöronlara göre ortalamadan daha yüksek bir glial hücre oranı ve daha gelişmiş bir korpus kallozum bulunuyordu. Glial hücreler beyni destekler ve besler, nöronları kaplayan ve yalıtan miyelini oluşturur. Ayrıca, Einstein'ın beyninin, normalde 76 yaşındaki bir erkekte görülebilecek dejeneratif özellikleri sergilemediği tespit edildi. 1980'lerde yapılan araştırmalar, beynin çeşitli yapılarında ve hücrelerinde başka alışılmadık farklılıklar da kaydetti. Bunlar arasında normalden yüzde 15 daha büyük bir alt parietal lob ve Sylvian yarığının eksik bir parçası da vardı.
Bu farklılıklar, Einstein'ın beyninin çeşitli bölgeleri arasında daha gelişmiş bir işlev ve iletişim sağladığına inanılmaktadır. Bu da onun, modern zamanların en büyük dehalarından biri olmasının nedenlerinden biri olarak kabul edilmektedir.