Batı Nil Virüsü, 1937 yılında Uganda'da ilk kez tanımlanan ve günümüzde dünya genelinde yayılma gösteren bir arbovirüs enfeksiyonudur. Başta Afrika olmak üzere, zamanla Asya, Avrupa ve Amerika kıtalarına da yayılan bu virüs, genellikle Culex türü sivrisinekler aracılığıyla bulaşmaktadır. Enfeksiyonun özellikle Haziran-Eylül ayları arasında yayılması, virüsü taşıyan sivrisineklerin çeşitli kuş türlerini enfekte ederek geniş bir coğrafi alana yayılmasına neden olur.
Nasıl Bulaşır?
Virüs, ana konak olarak bilinen kuşlardan sivrisineklere, oradan da insanlara geçer. Ancak, doğrudan insan teması ile bulaşmaz. Kirli sularda üreyen Culex sivrisinekleri, gece boyunca kan ile beslenir ve insanları ısırarak virüsü taşır. Türkiye'de de yaygın olan bu tür sivrisinekler, atlar ve insanlar üzerinde etkili olup, ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir.
Belirtileri Nelerdir?
Batı Nil Virüsü, çeşitli nörolojik semptomlarla kendini gösterebilir. Birçok vaka hafif semptomlarla geçerken, bazıları ise ciddi nörolojik hastalıklara yol açabilir. Özellikle yaşlı bireylerde hastalığın seyri daha hızlı ve etkili olabilir.
Hastalığın belirtileri arasında baş ağrısı, ateş, hâlsizlik, mide bulantısı, kusma, ishal, kas zayıflığı ve ciltte kızarıklık bulunur. Daha ileri vakalarda ise menenjit, ensefalit, ataksi gibi ciddi durumlar ortaya çıkabilir. Batı Nil Virüsü'nün ciddi vakaları, özellikle sinir sistemi tutulumu ve felç gibi durumlarla sonuçlanabilir ve bazen ölümcül olabilir.
Nasıl Önlenir?
Batı Nil Virüsü'nün önlenmesinde, sivrisineklerle mücadele ve kişisel koruyucu önlemler büyük önem taşır. Sivrisinekleri uzak tutacak koruyucu giysiler giymek, böcek kovucular kullanmak ve sivrisinek üreyebilecek alanları temiz tutmak, hastalıktan korunmanın temel yollarıdır.
