Bu yeni tehditlerden biri de ‘derin sahte’ olarak bilinen yapay zeka destekli sahtekarlıklar ve dolandırıcılık yöntemleridir. Derin sahtecilik, insan sesi ve görüntüsünü gerçekçi bir şekilde taklit eden yapay zeka teknolojileriyle oluşturulan içeriklerle gerçekleştirilen dolandırıcılık türü şeklinde tanımlanabilir.
Derin sahte videolar ve ses kayıtları, dolandırıcıların kurbanlarını aldatmak ve zarar vermek için kullanılmaktadır. Örneğin, bir şirketin CEO'sunu taklit eden bir derin sahte ses kaydıyla, finansal işlemleri onaylatmak veya gizli bilgilere erişim sağlamak mümkün olabilmektedir. Bu tür teknoloji destekli dolandırıcılıklar, kurbanların güvenliklerini ciddi şekilde tehdit edebilir ve büyük maddi kayıplara yol açabilir.
Derin Sahte Devletleri de Hedef Alıyor
Derin sahtecilik, sadece bireysel kullanıcıları değil, aynı zamanda kurumları hatta devletleri de hedef alabilmektedir. Kamuoyunu manipüle etmek, siyasi etkiler yaratmak veya büyük ölçekli maddi zararlara neden olmak için kullanılabilecek potansiyele sahip.
Yapay zekanın ilerlemesiyle birlikte, derin sahtecilik teknikleri de giderek daha sofistike hale gelmektedir. Sahte içeriklerin oluşturulması ve yayılması konusunda hızlı ve otomatik sistemler kullanılarak, dolandırıcılar daha geniş bir kitleye ulaşabilmekte ve zararlarını artırabilmektedir.
Bu tehditlerle başa çıkmak için teknoloji şirketleri, güvenlik uzmanları ve hükümetler arasında iş birliği ve ciddi önlemler alınması gerekmektedir. Sahte içerik tespit ve engelleme sistemleri geliştirilmeli, kullanıcıların eğitilmesi ve farkındalıklarının artırılması için çaba gösterilmelidir.
