Gemiler, deniz üzerinde seyahat ederken birçok çevresel faktörle karşılaşır. Bu faktörlerden biri de deniz canlılarının gemilerin alt kısımlarına yerleşmesidir. Tarihsel olarak, gemiler genellikle ahşaptan yapılırken, deniz canlıları bu ahşap yapıları hızla tahrip edebiliyordu. Ahşap gemilerin koruma eksikliklerini gidermek ve deniz canlılarının zarar vermesini önlemek amacıyla, denizciler bakır levhalara başvurmaya başladılar.
Bakır, deniz canlıları için toksik bir madde olup, gemilerin alt kısmına yerleştirilen bakır levhalar, deniz organizmalarının yerleşmesini engellemek için kullanılıyordu. Ancak bakır levhalar zamanla aşındı ve koruma sağlamakta yetersiz kaldı. Bu nedenle, denizciler bakır bazlı boyalar kullanmaya yöneldi. Bakır bazlı boya, hem deniz canlılarına karşı koruma sağlarken hem de geminin daha hızlı hareket etmesine yardımcı oluyordu. Bu sayede, gemilerin verimliliği artıyordu.
Günümüzde ise, gemiler artık çelikten üretilmektedir. Ancak geleneksel olarak, gemilerin alt kısımları hâlâ kırmızı renkte boyanmaktadır. Bu kırmızı renk, ilk başta koruma amacı güdüyordu. Kırmızı boya, gemilerin deniz canlılarından korunmasına yardımcı olurken, aynı zamanda gemilerin su altındaki kısımlarının diğer gemiler ve denizciler tarafından kolayca fark edilmesini sağlıyordu. Bu, gemi güvenliği açısından oldukça önemli bir faktördür. Kırmızı boya ayrıca, deniz suyunun etkilerine karşı dayanıklıdır ve gemiyi paslanmadan korur.