Sinop’ta İl Özel İdaresi’nin kamulaştırdığı ve KUZKA (Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı)’nın katkılarının olduğu tarihi Kuşüzümü Konağı, Sinop Keten Müzesi olarak değiştirildi.
1,5 yıllık restorasyon çalışması sonrası hizmete açılan müzede ziyaretçiler, keten bitkisi, tohumu, ketenin ipe dönüşümü, eski keten dokuma tezgahları, ketenden tekstil ürünlerinin nasıl üretildiği gibi pek çok konuda bilgi sahibi olabiliyor.
Kentte özellikle Ayancık ilçesinde keten öne çıkıyor. Bölgede kadim bir geçmişe sahip keten ve ketenden üretilen tekstil ürünlerinin yaşatılması için çeşitli çalışmalar gerçekleştiriliyor.
Vali Mustafa Özarslan, ketenin Sinop tarihi açısından çok önemli bir ürün olduğunu belirtti.
Türkiye'de geçmişte özellikle kadınların önemli bir geçim kaynağı olan ketene endüstrileşme ve seri üretimle birlikte ilginin giderek azaldığının altını çizen Özarslan, buna rağmen Sinop'ta geleneksel tezgahlarda keten dokumanın halen devam ettiğini kaydetti.
“Butik Müzeler Daha Büyük Marka Değeri Yaratıyor”
Özarslan, böyle bir kültür ve marka değerinin yaşatılarak gelecek kuşaklara aktarılmasının önemine işaret ederek, Sinop Keten Müzesi'nin tam da bu amaca hizmet edeceğinin altını çizdi.
Modern müzecilikte artık objelerin sadece kapalı ortamlarda sergilenerek insanlara aktarılma anlayışının kalmadığını anlatan Özarslan, "Şu anda konu odaklı, tematik, butik müzeler daha büyük bir marka değeri yaratıyor." şeklinde konuştu.
Müzenin ziyaretçilerinde sadece görsel hafıza oluşturmayacağını aynı zamanda ziyaretçilere deneyim fırsatı da sunacağını dile getiren Özarslan, şunları söyledi:
"Burada deneyimleme yapabilecekleri ortamları sağladık. Dijital ve etkileşimci bir ortamımız var. Dijital panolarımız, videolarımız, deneyimleme yapılacak dokuma tezgahımız mevcut. Ayrıca kendileri istedikleri renkleri, desenleri seçerek dijital ortamlarda kendi tasarımlarıyla gömleklerini, elbiselerini, terliklerini oluşturabilirler. Buradan çok güzel anılarla ayrılacaklarını düşünüyorum."
Ketenin yolculuk hikayesini görmeye herkesi davet eden Özarslan, "Burada bir hikaye var. Bu Sinop'un Ayancık'ın hikayesi. Burayı bir okulumuzun laboratuvarı, kütüphanesi gibi düşünelim. Bu güzel kültürü yaşatmak için bütün öğrencilerimizi burayla tanıştıracağız." diye konuştu.