Uykunun en tatlı yerinde bir alarm sesiyle uyandığınızda ve o sıcak yataktan çıkmak zorunda kaldığınızda özellikle kış aylarında bu durum daha da zor olabilir. Kışın soğuk ve karanlık günlerinde güne başlamanın diğer mevsimlere göre daha zorlayıcı olduğunu hepimiz deneyimlemişizdir.
Peki, ama neden? Çoğumuz mevsim veya hava durumu değişikliklerine bakılmaksızın genellikle aynı saatte uyanırız ve güne başlarız. Ancak kışın uyanmak ve günün başlangıcına enerjik bir şekilde başlamak her zaman daha büyük bir mücadele gerektirir. Diğer yandan, bahar veya yaz aylarında bu kadar zor olmadığını fark ederiz. İşte bu tuhaf durumun arkasında yatan bazı ilginç sebepler var. Bilim, kışın uyanmanın neden zor olduğunu açıklıyor.
Kışın soğuk ve karanlık günlerinde uyanmak ve yataktan çıkmak her zaman daha zor olduğu bilinen bir gerçek. Bahar ve yaz aylarında ise böyle bir zorlukla karşılaşmıyoruz. Ancak her mevsimde enerjik bir şekilde uyanmak ve güne başlamak zor olabilir. Özellikle kış sabahlarında uyanmanın neden bu kadar zor olduğunu anlamak için bilim insanlarının açıklamalarına başvurmak gerekiyor.
Bazı bilimsel araştırmalar, uyku düzenimizin mevsimsel şartlara göre değiştiğini gösteriyor. Örneğin kışın, uyku sırasında geçirilen REM evresinin süresinin daha uzun olduğu ve genel olarak daha fazla uyuduğumuz belirtiliyor. Bu durum, kış aylarında normalden daha zor uyanmamıza yol açan faktörlerden biri olarak kabul ediliyor.
Kışın uyanmayı zorlaştıran bir diğer etken, Güneş ışığının azlığıdır. Bilim insanları, Güneş ışığının azaldığı dönemlerde vücutta melatonin seviyesinin arttığını ve bu hormonun uyku halini desteklediğini belirtiyorlar. Kış aylarında gecelerin uzun ve sabahların karanlık olması, melatonin seviyesinin yüksek olmasına ve dolayısıyla uyanmayı zorlaştıran bir faktör oluşturuyor.
Bazı uzmanlar ise D vitamini eksikliğinin uyanmayı güçleştiren diğer bir unsur olduğunu savunuyorlar. Kışın daha az Güneş ışığına maruz kaldığımız için vücutta D vitamini eksikliği oluşabilir. Bu durum, uyku ve uyanıklık düzenimizi etkileyerek serotonin hormonu üretimini azaltabilir, ruh halimizi depresif bir şekilde etkileyebilir ve sabahları uyanmayı daha zor hale getirebilir.
Uzmanlara göre kış aylarında günlük rutinlerimizin değişmesi, yataktan çıkmayı daha da zorlaştırabilir. Kış mevsiminde genellikle daha az fiziksel aktivite yaparız ve dışarıda geçirdiğimiz süre azalır. Bu durum, genellikle daha düşük kaliteli bir uyku deneyimlememize neden olabilir. Sonuç olarak, zaten zor olan kış sabahlarında uyanmak, gerçek bir mücadeleye dönüşebilir.
Tabii ki, kış sabahlarında uyanmayı zorlaştıran faktörler arasında "soğuk" da bulunuyor. 2020 yılında yapılan dikkat çekici bir bilimsel araştırmada, meyve sinekleri üzerinde yapılan çalışmalar ilginç sonuçlar ortaya koymuştu. Araştırmacılar, meyve sineklerinde hava sıcaklığını algılayan bir termometre devresi bulunduğunu keşfetti. Bu devre, sineklerin soğuk ve karanlık günlerde uyanıklık ve hareketliliği başlatan sinir hücrelerini baskılayarak, canlıların sıcaklık artana kadar uyumaya devam etmelerine neden oluyordu.
Araştırmanın liderlerinden Marco Gallio, bu bulgunun kış mevsiminde sabah uyanmanın sineklerde ve insanlarda neden bu kadar zor olduğunu açıklamamızı sağladığını belirtmişti. Elbette, insanlar olarak havanın en soğuk ve sabahın en karanlık anlarında da bir şekilde yataktan kalkmayı başarabiliyoruz. Ancak bilimin bu bulgularını bilmek, kış sabahlarında uyanmayı daha kolay hale getirmemize yardımcı olabilir.