Mekke'nin Fethi, İslam tarihindeki en kritik dönüm noktalarından biri olarak, şehrin dini ve siyasi yapısını köklü bir şekilde değiştirmiş ve yeni bir çağın kapılarını aralamıştır. Bu önemli olayın kökenleri, Hz. Muhammed'in Mekke'deki Kureyş kabilesinin karşıtlığına rağmen İslam’ı yayma mücadelesine dayanır. Mekke'deki direniş, İslam'ın egemenliğine giden yolda atılan ilk adımların temellerini oluşturmuştur.
Hz. Muhammed'in Mekke’den Hicreti ve Medine’ye Yerleşmesi
İslam öncesi dönemde Mekke'de, Kureyş’in egemenliği altında güçlü bir sosyal ve dini yapı bulunmaktaydı. Ancak Hz. Muhammed, Mekke'de karşılaştığı sert muhalefet ve baskılara rağmen burada kalmaya devam etmiş ve bir noktada İslam'ı en iyi nerede kurabileceği sorusuna odaklanmıştır. Mekke’nin mevcut düzeni, ona yeni bir başlangıç yapma fırsatı tanımamıştı. Öncelikle Habeşistan ve Taif gibi bölgelerde fırsatlar arayan Hz. Muhammed, nihayet Yesrib'e (bugünkü Medine) yönelmiş ve buradaki siyasi bölünmüşlükten faydalanmayı amaçlamıştır.
Yesrib, Mekke’nin aksine merkezi bir yapıya sahip değildi ve burada bulunan Yahudi kabileleri ile yerel Arap kabileleri arasında süregelen çatışmalar, Hz. Muhammed için bir fırsat sunmuştur. Yesrib'e gönderdiği casuslar ve yaptığı İslam propagandaları sayesinde şehre yeni bir ideolojik akım sokmuş ve bölgedeki bazı kabileler arasında İslam’a destek bulan gruplar ortaya çıkmıştır. Akabe Biatları ve Hicret sonrasında Hz. Muhammed ve taraftarları, Medine'ye yerleşerek burada yeni bir yönetim kurmuşlardır.
Medine’de Yeni Bir Rejim Kurulması
Medine'ye yerleşen Hz. Muhammed, Mekke'yi hedef alarak alternatif bir siyasi ve dini yapı inşa etmiştir. Mescid-i Nebevi’yi inşa ederek, Mekke'deki Kabe'nin dini ve siyasi merkez işlevini üstlenecek bir yapı kurmuştur. Ayrıca, Medine Vesikası ile İslam toplumunun bir arada yaşamasını sağlayan bir anayasal çerçeve oluşturmuş ve kabilecilik anlayışına karşı ümmetçilik anlayışını yerleştirmeye çalışmıştır. Medine’nin ekonomik zorluklarını aşabilmek için Ensar ve Muhacirlerin entegrasyonu sağlanmış, Medine'deki Müslümanlar arasında güçlü bir birlik kurulmuştur.
Mekke’ye Yönelik Stratejiler ve Ekonomik Savaşlar
Mekke’nin ticaret yolu ve hac geliri gibi ekonomik kaynaklarını hedef alan Hz. Muhammed, şehirle olan mücadeleye ekonomiye zarar vererek başlamıştır. Mekke'ye gelen hacılara İslam propagandası yaparak, Mekke'nin din turizmini baltalamış ve kervanlara yönelik düzenlediği baskınlarla ticaret yollarını engellemiştir. Bu stratejiler, Mekke ekonomisini sarsmış ve şehir, zamanla dışa bağımlı hale gelmiştir.
Bedir Savaşı ve Psikolojik Üstünlük
Medine'deki Müslümanlar, Bedir Savaşı’nda Kureyş'e karşı zafer kazanarak, Mekke’ye karşı psikolojik üstünlük elde etmiştir. Bu zafer, Hz. Muhammed’in prestijini artırmış ve İslam’ın gücünü pekiştirmiştir. Bedir sonrası Medine’deki Yahudi nüfusla olan gerilim artmış, Hz. Muhammed’in Yahudi kabilelerine karşı izlediği stratejiler, Medine’nin İslam’a olan bağlılığını güçlendirmiştir.
Mekke'nin Çöküşü ve Hudeybiye Antlaşması
Mekke'deki rejim, giderek zayıflayan ekonomik yapısı ve askeri harcamalar nedeniyle çökmeye başlamıştır. Hz. Muhammed, Mekke’yi kuşatarak, şehri adım adım ablukaya almış ve Kureyş’i yalnızlaştırmıştır. Hudeybiye Antlaşması ile barış ortamı sağlanmış ve İslam devleti meşruiyet kazanmıştır. Bu antlaşma, İslam’ın hızla yayılmasına zemin hazırlamış ve Kureyş rejimi çözüme yaklaşmıştır.