Liv Hospital Ankara Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Semra Doğan, kendi kendine meme muayenesinin önemine dikkat çekti.
Dr. Doğan, “Kendi meme dokunuzu tanımak için düzenli muayene yapmalısınız. Bu sayede, yeni oluşan lezyonları, sertlikleri veya meme görüntüsündeki değişiklikleri fark edebilirsiniz” dedi.
Özellikle Ekim ayının ‘Meme Kanseri Farkındalık Ayı’ olması dolayısıyla, “Farkındalık Bir Dokunuşla Başlar” mottosuyla bu konunun altını çizdi.
Meme kanserinin kadınlar arasında en yaygın kanser türü olduğunu belirten Dr. Doğan, bu hastalığın erkeklerde de genetik geçişle ortaya çıkabileceğini ifade etti. Meme kanseri risk faktörlerini kişisel, çevresel ve genetik olarak üç kategoriye ayıran Dr. Doğan, “Kadınların üreme geçmişi, ilk adet yaşı ve menopoz yaşı gibi kişisel faktörler oldukça önemlidir” şeklinde konuştu.
İlk adet yaşı 12’den küçük, menopoz yaşı ise 55’ten büyük olan kadınlar için riskin arttığını belirtti. Ayrıca, çocuk doğurmanın meme kanseri riskini azalttığına da dikkat çekti.
Dr. Doğan, “Kendi kendine muayeneye 30’lu yaşlardan itibaren başlanmalı. Bu muayene sayesinde meme dokusundaki değişiklikleri takip edebilirsiniz” diye öneride bulundu. Kadınların adet dönemleri sonrasında meme kontrolü yapmasının faydalı olduğunu da ekledi.
Muayene yöntemine dair bilgiler paylaşan Dr. Doğan, “Ayna karşısında durarak meme dokusundaki değişiklikleri gözlemlemek gerekir. Ellerin havaya kaldırılması, gizli kitlelerin veya çökme gibi durumların daha iyi görünmesini sağlar” ifadelerini kullandı. Ayrıca, meme başında görülen çatlakların veya akıntıların dikkatle izlenmesi gerektiğini vurguladı.
Dr. Doğan, 30-40 yaş aralığında meme kanseri sıklığının arttığını belirterek, 50 yaş üstü kadınlarda riskin daha da yükseldiğine dikkat çekti. Genetik faktörlerin yanı sıra çevresel unsurların da etkili olduğunu ifade etti. Aşırı kilo, yüksek kalorili beslenme ve düzensiz yaşam tarzının meme kanseri riskini artırdığını belirtti. Sağlıklı yaşam alışkanlıklarının benimsenmesi gerektiğini vurguladı.