Huntington hastalığı, bireylerin zihinsel ve fiziksel becerilerini kaybetmelerine yol açarak, yaşam kalitelerini ciddi şekilde etkileyen genetik bir hastalıktır. 4. kromozomda meydana gelen genetik mutasyon sonucu ortaya çıkan bu hastalık, nöronların hasar görmesine ve beynin belirli bölgelerinin dejenerasyonuna neden olur.

Huntington hastalığı, genellikle 30-50 yaşları arasında semptom gösterir. Bu hastalığın en belirgin özelliği, hareketlerdeki bozulmalar (kore) ve zihinsel çöküş ile birlikte ortaya çıkan kişilik değişiklikleridir. Bu hastalığa sahip bireylerin yaşam süresi kısalırken, hastalığın genetik olması, bireylere büyük bir suçluluk duygusu yükler çünkü hastalık, etkilenen kişinin çocuklarına da geçebilir.

İntihara Yol Açan Korkunç Hastalık Huntington Nedir Görsel 2

Huntington Hastalığının Genetik Yapısı ve Semptomları

Huntington hastalığı, otozomal dominant bir hastalık olup, hastalığı taşıyan bireylerin çocuklarının yarısı bu genetik hastalığı miras alır. Beynin bazal ganglion bölgesindeki nöronların yok olmasıyla sonuçlanan bu hastalık, kişide kas seğirmeleri, yürüyüş bozuklukları ve hafıza kaybı gibi belirtilerle başlar. Zihinsel çöküş ve kişilik değişiklikleri de hastalığın ilerleyen evrelerinde daha belirgin hale gelir.

Huntington hastalığının etkisi altındaki kişiler, hastalığın ilerlemesiyle birlikte bağımsız yaşamlarını sürdüremeyecek duruma gelir. Bu süreç, hastaların hem fiziksel hem de zihinsel anlamda hızla geri dönüşü olmayan bir şekilde gerilemesine neden olur.

Protein ve Vitamin Eksiklikleri Saç Dökülmesini Artırıyor Protein ve Vitamin Eksiklikleri Saç Dökülmesini Artırıyor

İntihar Riski ve Psikolojik Etkiler

Huntington hastalığının psikolojik etkileri oldukça yıkıcıdır. Alzheimer ve Parkinson hastalarına kıyasla, Huntington hastaları intihar eğilimi açısından çok daha yüksek bir risk altındadır. Bu durumun temel nedeni, hastalığın erken yaşlarda başlaması ve bireylerin hastalıklarının ilerlemesini sürekli olarak fark etmeleridir. Bunun yanı sıra, hastalığın genetik oluşu, kişiyi hem kendisi hem de ailesi adına büyük bir suçluluk duygusuyla baş başa bırakır.

Araştırmalar ve Tedavi Umutları

Huntington hastalığının tedavisi henüz bulunmamış olsa da, yapılan araştırmalar umut verici gelişmelere işaret ediyor. Kök hücre transplantasyonu, hastalığın etkilediği nöronların rejenerasyonuna yardımcı olabilirken, genetik testler sayesinde hastalık taşıyıcıları 18 yaşından önce tespit edilebiliyor. Bu sayede, aileler daha bilinçli kararlar alarak gelecekteki nesiller için riskleri minimize edebiliyor.

Huntington Hastalığının Tarihsel ve Genetik Kökeni

Huntington hastalığının bilinen ilk vakaları, 1600’lü yıllarda Avrupa'da görülmeye başlanmış ve zamanla farklı coğrafyalara yayılmıştır. Bu hastalık, doğal seçilim prensibinin de bir örneğidir; çünkü hastalığın genetik yapısı, belirtiler başlamadan önce bireylerin üremelerine olanak tanır, bu da hastalığın nesilden nesile aktarılmasına yol açar.

Muhabir: Sibel Bay