Ancak yüksek tansiyonun tedavisinden önce, gün içindeki tansiyon değişikliklerinin de kontrol altında tutulması gerekmektedir. Ortalama düzeyde tutulamayan tansiyon, başta kalp krizi olmak üzere, beyin kanaması gibi birçok riski de beraberinde getiriyor. Yüksek tansiyon ve tedavisi hakkında bilgilendirmede bulunan Kardiyoloji Uzmanı Dr. Kamuran Seyidoğlu; "Yüksek tansiyon vücudun atardamarlarını etkileyen yaygın bir durum olarak biliniyor. Bir kişinin yüksek tansiyonu varsa, kanın atardamar duvarlarına doğru itilme kuvveti yüksek oluyor. Bu da kalbin kanı pompalamak için daha fazla çalışması anlamına geliyor. Fazla çalışan kalp ise yoruluyor. Sonunda kalp krizi, kalp yetmezliği, damar tıkanıklıkları, beyin kanaması gibi hayati sorunlar ortaya çıkabiliyor" şeklinde konuştu.

Medicana International İstanbul Hastanesi Kardiyoloji Bölümü'nde görevli Uzm. Dr. Kamuran Seyidoğlu; "Yüksek tansiyon veya hipertansiyonun nadiren fark edilebilir semptomları vardır. Ancak tedavi edilmezse kalp krizi ve felç gibi ciddi sorunlara yakalanma riskini artırır. Son araştırmalara göre günümüzde 3 kişiden birinde yüksek tansiyon bulunmaktadır. Eğer yüksek tansiyon doğru tedavi edilirse 30 yıl içinde 76 milyon kişinin hayati riskten kurtulacağı öngörülmektedir. Tansiyonun yüksek olup olmadığını öğrenmenin tek yolu da tansiyonu sürekli kontrol etmekten geçmektedir" dedi.

Tansiyon Belirli Bir Aralıkta Kalmalıdır

Uzm. Dr. Seyidoğlu; “Tansiyonun 140/90 mmHg veya daha yüksek olması hipertansiyon kabul edilir. İdeal tansiyon değerleri ise kılavuzlara göre 90/60mmHg ile 120/80mmHg arasında olmalıdır. Tansiyonun 90/60 mmHg veya daha düşük olması da düşük tansiyon olarak bilinir. Genellikle tansiyon 120/80 mmHg ile 140/90 mmHg arasında tutulmazsa yüksek tansiyona yakalanma riskiyle karşı karşıya kalınabilir" ifadelerini kullanarak tansiyonun dengeli olmasının önemine dikkat çekti.

Kalp Krizini Tetikleyebilir

Yüksek tansiyonun damarlara, kalbe, beyne, böbreklere ve gözlere olumsuz etkileri olduğunu belirten Uzm. Dr. Seyidoğlu; “Kalıcı yüksek tansiyon, kalp krizi, kalp yetmezliği, aort anevrizması, periferik arter hastalığı, böbrek sorunları, vasküler demans, beyin kanaması gibi hayati risk oluşturan sorunlara sebep olur. Yüksek tansiyonla birlikte tansiyonun değişkenliği de tehlike oluşturabilir. Kan basıncındaki değişkenlikler de kalp krizi ve felç riskinin bir göstergesi olabilir. Yani tansiyon değerleri dalgalanan hastalar, ilaç tedavisiyle kontrol altında tutulan yüksek ancak sabit kan basıncına sahip hastalara göre 'kardiyovasküler olay' açısından daha fazla risk altında olabilir" şeklinde konuştu.

Kafein Tüketimi, Alzheimer Riskini Düşürüyor Kafein Tüketimi, Alzheimer Riskini Düşürüyor

En Büyük Tedavi Yaşam Tarzı Değişikliği

Hipertansiyon tedavisinde amacın kan basıncını 140/90 mm Hg. altına düşürmek olduğunu söyleyen Uzm. Dr. Seyidoğlu ek olarak; “Eğer hastada şeker hastalığı, böbrek yetersizliği ve organ hasarı var ise tansiyonun daha düşük olması hedeflenir. Hipertansiyon tedavisinin temelinde yaşam tarzı değişiklikleri yatar. Aynı zamanda yüksek tansiyon tedavisinin önemli bir bölümünü ilaç tedavisi oluşturur. Tuzu azaltmak, sakatatlardan uzak durmak, konserve, hazır, işlenmiş gıdalardan kaçınmak, kilo vermek, egzersiz yapmak, alkol ve sigarayı bırakmak, stres yönetimini sağlamak tansiyon üzerinde olumlu etkiler verir"  dedi.

Kaynak: DHA