Türk sinemasının en unutulmaz sahnelerinden biri olan Tarkan: Viking Kanı filmindeki dev ahtapot sahnesi, çekim sürecindeki zorluklar ve yaratıcı çözümlerle film tarihinin ilginç anekdotlarından birine dönüşmüştür. 1971 yapımı bu filmde, özellikle deniz altında geçen ahtapot sahnesi, dönemin teknolojik imkanlarıyla başa çıkmak adına büyük bir çaba gerektirmiştir.
Sezgin Burak’ın çizgi romanından uyarlanan filmde yer alan "Camgöz" adlı dev ahtapot, aslında çizgi romanda bulunmayan ve filme özel olarak eklenen bir karakterdir. Tarkan’ın ahtapotla verdiği mücadele, dramatik açıdan filmin en etkileyici anlarından birini oluşturur. Filmin yönetmeni Mehmet Aslan, başrol oyuncusu Kartal Tibet ve prodüksiyon ekibi, 1971 yılında bu zorlu çekimi gerçekleştirebilmek için pek çok yaratıcı çözüm geliştirmek zorunda kaldı.
Filmin prodüksiyon ekibi, dev ahtapotun yapımını Bayrampaşa’daki bir plastik fabrikasından talep etti. Fabrika, ahtapotun istenilen boyutlarda üretimini yaptı ve gerçekçilik adına kollarına spiraller bile takıldı. Ancak dönemin sınırlı teknolojisi nedeniyle, ahtapotun kollarını hareket ettirecek mekanizmalar eklenemedi. Bu sorunu aşabilmek için insan gücünden yararlanılmasına karar verildi. Dalgıçlar kiralandı, ahtapot kamyona yüklenerek Bodrum’a götürüldü ve burada dalgıçlar ahtapotun kollarını hareket ettirerek sahnenin çekimlerine başlandı.
Ancak, film ekibini bekleyen bir diğer zorluk da su altı çekimleri oldu. O dönemde su altı kameraları oldukça nadir bulunuyordu. Çekim ekibi, bu sorunu yaratıcı bir şekilde çözerek ahtapotu tekrar kamyona yükleyip İzmir Efes Oteli'ne götürdü. Efes Oteli'nin havuzunun altında bulunan barda, havuzda yüzenleri izleyebilmek mümkündü. Bu sayede, Tarkan’ın ahtapotla su altında boğuştuğu meşhur sahneler burada çekildi ve kamera, barda bulunan kişilerden çekim yaparak bu sahneyi kaydetti.
Bu yaratıcı çözümle, 1971 yapımı Tarkan: Viking Kanı filmi, Türk sinemasının önemli ve unutulmaz sahnelerinden birine imza atmış oldu.