1950-1960 arasında Türkiye, dış ticaret dengesi ve ekonomik politikalar bakımından mühim bir dönüşüm sürecinin içine girdi. Söz konusu dönemde, özel sermaye ticaret ve tarım burjuvazisinin elinde birikmeye başladı. Fakat liberalizasyon politikaları ithalatın sürekli yükselmesine ve ihracat gelirlerinin noksan kalmasına neden oldu. Bu durum, dış ticaret açıklarının artmasına ve dış borçların sürekli büyümesi sonucunu doğurdu.
1958’de Türkiye dış borç anapara ve faiz ödemelerinde büyük güçlükler yaşamaya başladı. Bu nedenle, borçları erteleme anlamına gelen bir ‘moratoryum’ ilan etmek durumunda kalındı. Liberal politikalar, öngörülerin tersine yüksek enflasyon, bütçe açıkları ve dış ticaret açıkları ile neticelendi.
1958’de Alınan İstikrar Kararları
Bu zorluklarla karşılaşan Türkiye 1958 yılında tarihindeki en detaylı istikrar kararlarını almak mecburiyetinde kaldı.
İstikrar kararları ile TL devalüe edilmiştir.
Merkez Bankası kaynaklarına kısıtlar getirilerek para arzı kontrol edilmeye çalışılmıştır.
Kamu masraflarına çeşitli kısıtlamalar getirilmiştir.
Kamu İktisadi Teşebbüslerinin (KİT) Merkez Bankası finansmanına sınırlama getirilmiştir.
KİT ürünlerine zam yapılarak KİT'lerin zararları azaltılmaya çalışılmıştır.
Bu kararlar, ekonomik dengeyi sağlamak ve dış borç sorunlarını hafifletmek amacıyla alındı.
Türkiye’nin 1950-1960 yılları arasındaki ekonomik durumu, dış ticaret dengesi ve uygulanan politikalar, günümüzde de ekonomi ve ticaret tarihi açısından önemli dersler sunmaktadır.
Türkiye'de meydana gelen ilk ekonomik kriz olarak kabul edilen 1946 Ekonomik Krizi hakkında detaylı bilgi "Türkiye’de Yaşanan Ekonomik Krizler (1946 Ekonomik Krizi)" başllıklı içeriğimizde.