Uyaran eksikliği, çocukların zihinsel ve fiziksel gelişimini olumsuz yönde etkileyen, çocukların yaşına ve gelişim düzeyine uygun çevresel faktörlerin yeterli düzeyde çocuğa sunulmadığını gösteren bir rahatsızlıktır. Uzmanlar, belirtileri çoğu zaman otizm ile karıştırılan uyaran eksikliğinin bir hastalık değil, sonuç olduğunu ifade ediyor.
Uyaran Eksikliği Nedir?
Bilindiği üzere bebekler ve çocuklar sadece fiziksel anlamda değil, zihinsel anlamda da bakıma ihtiyaç duyarlar. Çevresel uyaranlar ise bebeklerin ve çocukların zihinsel gelişimi için kritik öneme sahiptir. Çocuğun yaşına ve gelişim çağına uygun olarak maruz kalması gereken çevresel uyaranların yeterli düzeyde sunulamaması veya bir şekilde bu uyaranlarla etkileşime girememesi bu rahatsızlığın ortaya çıkmasına neden oluyor.
Farkında olmasak da daha anne karnından itibaren çocuklar pek çok uyarıcıya maruz kalıyor. Çocuğun gelişim süreci ise bu uyarıcılardan olumlu ya da olumsuz etkileniyor. Çünkü çocuğun yaşamındaki tüm çevresel faktörler; sesler, konuşmalar, karşılaştıkları insanların tavırları, mimikleri, kokular veya görüntüler, beynindeki nöral aktivitelerin artmasına ve gelişim sürecinin sağlıklı bir şekilde seyretmesine katkı sunuyor. Uzmanlar da özellikle 0-3 yaş arasında maruz kalınan uyaran miktarının çocuk gelişiminde etkili olduğunu belirtiyor. Bu dönemde çocukların doğru ve yeterli sayıda uyaranla karşılaşması gerektiği de dikkat çekilenler arasında.
Bu noktada en büyük sorumluluk ise elbette anne-babalar veya çocuğun bakımını üstlenen kişilere düşüyor. Son yıllarda yapılan bilimsel araştırmalar, bu tehlikeli rahatsızlığın yaygınlaşmasına neden olan şeylerin başında “ dijital ekranlar” olduğunu gösteriyor.
Son yıllarda ekran bağımlısı olan, bir şeyler izlemeden yemek yiyemeyen çocukların sayısı azımsanamayacak kadar fazla. Bu durum aynı zamanda iletişim kurmayan, etkileşime giremeyen çocuk sayısında da artış olduğunu gözler önüne seriyor. Bilişsel ve fiziksel sorunlar neredeyse kaçınılmaz hale geliyor.
Çocuklarda gelişim bozukluğuna neden olan bu rahatsızlık, çocukların yeterli düzeyde uyaranla karşılaşmaması sebebiyle ortaya çıkıyor. Ebeveynlerin hatalı davranışları, çocuğun yoğun düzeyde ekrana maruz kalması ve sosyalleşmesini önleyecek her türlü tavır ve uygulama bu maddeler arasında yer alıyor.
Belirtileri
Çocuklarda görülen; zayıf dil ve konuşma becerisi, özellikle akranlarıyla iletişim kurmada zorluk, tepkisizlik, göz teması kuramama, bir şeyi işaret etmede zorlanma veya parmakla gösterememe, öfke nöbeti ve algılamada zorluk, uyaran eksikliğinin en önemli belirtileri olarak karşımıza çıkıyor.
Otizm ile Arasındaki Fark Nedir?
Bu belirtilerle otizm ile karıştırılabiliyor. Örneğin uyaran eksikliği yaşayan bir çocuk da tıpkı otizmde olduğu gibi tepki vermeme, göz teması kurmaktan kaçınma benzeri davranışlar sergileyebiliyor. Peki, uyaran eksikliği ile otizm arasındaki fark ne? Uzmanlar, otizm belirtilerinin genellikle 2 yaş civarında ortaya çıktığını ancak iyi bir klinik gözlem ile 1 yaşındaki çocuklarda da belirtiler tespit edilebildiğini aktarıyor. Bununla birlikte bilim insanları uyaran eksikliği ile otizm arasında belirgin farklar bulunduğu ifade ediyor.
Örneğin, uyaran eksikliği olan çocukların acıya tepki verdikleri ve zaman zaman öfke nöbetlerine varacak denli duygusal boşalmalar yaşayabildikleri görülüyor. Ancak uzmanlar otizmli bireylerin çoğu zaman acıya tepki vermediklerini ve duygularını göstermeden tekdüze konuştukların belirtiyor. Son olarak otizmde düzensiz şekilde etkileşimden koparan ritüel davranışlara rastlandığı, uyaran eksikliğinde ise davranışların amaçsız olmadığı belirtiliyor.
Tedavi Edilebilir mi?
Uyaran eksikliği tedavi edilebiliyor. Bu noktada uzmanlar tedavi sürecinde ilk basamağın “aile farkındalığı” olduğunu dile getiriyor. Bunun yanında çocukların dijital cihazlarla geçirdikleri süreleri kısıtlamak ve çocuğa sosyalleşebileceği yeni alanlar açmak da tedavi sürecindeki önemli noktalardan. İleri vakalarda ise özel eğitim uzmanları, psikologlar ve çocuk gelişimi uzmanları tarafından uygulanan çalışmalardan sonuç alınabiliyor.