Uykuya dalmak üzereyken aniden bir düşme hissi yaşadığımızı çoğumuz deneyimlemişizdir. Bu sıkça karşılaşılan hissin ardında beyindeki iki bölgenin çatışması yatıyor.
Bu durumu bir rüya parçası gibi algıladığımızda boşlukta düşüyormuş gibi hissedebiliriz; buna hipnik seğirme denir. Beynimiz uykuya geçiş sırasında dış dünya ile bağlantısını keserken ortaya çıkan bir çatışmanın belirtisidir.
Uyku sırasında vücudumuz felç gibi hareketsiz kalır ve dışarıdan gelen uyaranlara duyarsız hale geliriz. Ancak kas kontrolümüz tamamen kapanmaz.
Beynimizin retiküler aktivasyon sistemi gibi temel fonksiyonları kontrol eden bölgeler uykuya geçiş sırasında tetikte olma durumunu hissettirir.
Uykuya daldığımızda retiküler aktivasyon sistemi vücudun kontrolünü bırakırken ventrolateral çekirdek kontrolü devralır. Bu, yavaşça kapanan bir lamba düğmesi gibi işler, ancak her zaman sorunsuz olmayabilir.
Uyanıklıkla ilişkilendirilen enerji artışları anında kas seğirmelerine yol açabilir. Bunun nedeni tam olarak anlaşılamamıştır. Bu seğirmeler, hızlı göz hareketleri ile ilişkili değildir ve genellikle günün son kalıntıları olarak görülür.
Ayrıca "patlayan kafa sendromu" olarak bilinen tuhaf bir rahatsızlıkta benzer belirtiler ortaya çıkarır. Bu durum, beynin uyanıklık ve uykuya geçiş süreçlerindeki kontrol çatışmalarından kaynaklanır ve kişinin ışıklar görmesine ve yüksek sesli patlamalar duymasına neden olabilir.
Bazı durumlarda bu olaylar aşırı uykusuzluğa ve hatta bedenin dış etkenler tarafından kontrol edildiği iddialarına yol açabilir.
Ancak genel olarak endişe edilecek bir durum yoktur. Uykuya dalma sırasında ortaya çıkan ilginç bir çatışma durumundan ibarettir.
