59. Ulusal Nöroloji Kongresi, Türk Nöroloji Derneği tarafından Belek'te bir otelde düzenlendi ve dün başladı. Kongre, 18 Aralık Pazartesi gününe kadar devam edecek olup, inme, MS, Parkinson, Alzheimer, migren, ALS ve SMA gibi nörolojik hastalıklardaki güncel gelişmeleri ele alacak. Kongrenin ana teması ise "Çocuk Nörolojisi" olarak belirlendi.

Türk Nöroloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Mehmet Akif Topçuoğlu, düzenlenen basın toplantısında kongrede nörolojiyle ilgili geniş bir yelpazenin ele alındığını belirtti. Topçuoğlu, 1400 civarında nöroloğun katılımıyla gerçekleşen kongrenin, en büyük akademik ulusal etkinliklerden biri olduğunu ifade etti.

Nörolojik hastalıkların giderek artan bir sıklıkla görüldüğüne dikkat çeken Topçuoğlu, sadece beyinle değil, omurilik, sinir ve kaslarla ilgili birçok sık görülen nörolojik hastalık bulunduğunu söyledi. Topçuoğlu, nörolojik hastalıklarla mücadelede, hastalıkların görülme sıklığını azaltmanın ve geliştikten sonra en iyi şekilde tedavi etmenin üzerinde çalıştıkları konular olduğunu belirtti.

Türk Nöroloji Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Demet Özbabalık ise demans hastalığına vurgu yaparak, çocukluk yaş grubunda da enfeksiyonlar, tümörler, travmalar, inmeler ve çeşitli hastalıklar nedeniyle demansın ortaya çıkabileceğini söyledi.

En Yaygın Demans Tipi Alzheimer

Özbabalık, en yaygın demans tipinin Alzheimer olduğunu hatırlatarak, Türkiye'de 700 bin, dünya genelinde ise 57 milyon civarında Alzheimer hastası bulunduğunu belirtti. Bu sayının gelecekte daha da artacağını vurgulayan Özbabalık, son yıllarda Alzheimer hastalığıyla ilgili önemli gelişmelerin yaşandığını ifade etti. Uzun yıllar boyunca tedavisi sınırlı olan bu hastalıkla ilgili olarak son dönemde piyasaya sürülen iki yeni ilaç olduğunu dile getirdi. En son piyasaya çıkan ilacın, erken dönemde teşhis konulan hastalarda yüzde 35 civarında bir iyileşme sağladığını ancak yüksek maliyeti nedeniyle eczanelerde bulunmadığını ve bireylerin kendi talepleri doğrultusunda ilaca ulaşabildiğini belirtti.

Özbabalık, erken dönemde kullanılan bu ilaçlar için erken teşhis yöntemlerinde de önemli gelişmeler yaşandığını açıkladı. Ayrıca, önümüzdeki yılın beklentileri arasında FDA onayı alacak üçüncü bir ilaç olduğunu ve yeni maliyet düzenlemeleriyle bu ilaçların yakın bir zamanda günlük kullanımda daha yaygın hale gelebileceğini sözlerine ekledi.

Botoks Botulizm Hastalığına Sebep Oluyor

Toplantıda "botoks" olarak bilinen "botulinum toksin" uygulamalarının nörolojik etkileri hakkında bilgi veren Dernek Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Kayıhan Uluç, botulinum toksinin sebep olduğu hastalığın "botulizm" olarak adlandırıldığını belirtti. Hastalığın tipik bir seyrinin olduğunu ve başlangıcın üst bölgelerden başlayarak aşağı doğru ilerlediğini ifade eden Uluç, hastalarda göz kapağı düşüklüğü, çift veya bulanık görme, çiğneme-yutma bozukluğu, konuşma güçlüğü gibi belirtilerle ortaya çıktığını söyledi.

Günlük pratiğin bir parçası olarak, kozmetik amaçlı, terleme karşı veya kilo kaybı etkisi olduğu iddiasıyla mideye yapılan botulinum toksin uygulamalarının ardından ortaya çıkan "botulizm" vakalarına sıkça rastlandığını belirten Uluç, bu hastaların bir kısmının yoğun bakımlarda izlendiğini ve bir kısmının hastanede tedavi görmek zorunda kaldığını belirtti. Bu vakalarda konuşma, yutma ve solunum sorunları gibi ciddi sağlık sorunları ortaya çıkabildiğine dikkat çekti. Ayrıca, botulinum toksin enjeksiyonları sonrası çiğneme kasına değil, mimik kasına yapılan uygulamaların özellikle gülümsediğinde asimetriye neden olabileceğini açıkladı.

Ani Hava Değişimleri KOAH ve Astım Hastalarını Tehdit Ediyor! Ani Hava Değişimleri KOAH ve Astım Hastalarını Tehdit Ediyor!

Uluç, botulizmin genellikle ev yapımı, uygun şekilde sterilize edilmemiş konserve gıdalar, yaralanmalar, biyoterör sonuçları veya bebeklik döneminde ortaya çıkabileceğini de ekledi.

Çocuk Nörolojisi ve Erişkin Nörolojisi Arasında Ayrım Olmamalı

Çocuk Nörolojisi Çalışma Grubu Moderatörü Prof. Dr. Füsun Ferda Erdoğan, beyin gelişimini düzenleyen faktörlerin anne karnından itibaren etkili olduğunu belirterek, çocuk nörolojisinin önemini vurguladı. Erdoğan, bilimsel ve toplumsal açıdan çocuk ve erişkin nörolojisi arasında ayrım yapılmaması gerektiği görüşünü paylaştı. Türkiye'de çocuk nörolojisi alanında ciddi bir ihtiyaç olduğunu ifade eden Erdoğan, ancak 2002'de yapılan yasal düzenlemeyle nörologların "çocuk nöroloğu" olma haklarının ellerinden alındığını belirtti. Erdoğan, çocuk nörolojisinin geliştirilmesi için nöroloji ana bilim dalının yeniden planlanması, buna yönelik politikaların ve yasaların hızla oluşturulması gerektiğini ifade etti.

Prof. Dr. Nerses Bebek, Türkiye'de yaklaşık 1 milyon epilepsi hastası bulunduğunu belirterek, Dünya Sağlık Örgütü'nün "Epilepside Küresel Aksiyon Planı"nın hayata geçirildiğine dikkat çekti. Bebek, Türkiye'nin epilepsi tedavisi ve ilaçlarına erişim açısından şanslı bir ülke olduğunu, ancak dünya genelinde birçok ülkede bu konuda sorunlar yaşandığını ifade etti. Küresel planın, dünya genelinde 2030'a kadar epilepsili hastaların yüzde 90'ının uygun tanı ve tedavi olanaklarına ulaşmasını hedeflediğini söyledi. Epilepsi sıklığının tüm toplumlarda yaklaşık yüzde 1 civarında olduğunu göz önüne alındığında, bu hedefin öneminin daha iyi anlaşıldığını belirtti.

Prof. Dr. Bebek, epilepsinin uygun ilaçlarla başarılı bir şekilde tedavi edilebileceğini, hastaların sağlıklı ve üretken bireyler olarak yaşamlarını sürdürebileceğini ancak toplumsal farkındalığın çok önemli olduğunu vurguladı. Dr. Öğretim Üyesi Ahmet Onur Keskin ise genetik, teknoloji, yapay zeka ve ilaç sektöründeki hızlı değişimlerin nörolojik hastalıkların tedavisinde değişikliklere neden olduğunu açıkladı.

AA