Araştırmalar, bireylerin kontrol edemedikleri durumlarda ritüeller ve batıl inançlarla güven duygusu aradığını ortaya koymaktadır. Columbia Üniversitesi tarafından yapılan bir çalışmada, stresli durumlarda insanların bu tür inanışlara daha fazla yöneldiği tespit edilmiştir. Örneğin, sınav öncesi belirli bir kalemi kullanmak ya da bir spor müsabakasında "uğurlu" bir kıyafet giymek, bireyde kontrol hissini artırabilir. Bu davranış, beyindeki sebep-sonuç ilişkisinin yanlış yorumlanmasıyla bağlantılıdır. Harvard Üniversitesi’nden Dr. Michael Shermer, bu durumu "örüntü algısı" olarak tanımlamış ve beynin iki bağımsız olay arasında bağlantı kurma eğiliminde olduğunu belirtmiştir.

Batıl İnançların Psikolojik Ve Kültürel Kökenleri

Tarihsel ve Kültürel Kökenler

Batıl inançlar genellikle tarihi olaylara ya da dini inanışlara dayanır. Örneğin, Batı kültüründe 13 sayısının uğursuz kabul edilmesi, Hristiyanlık tarihinde önemli bir olayla ilişkilendirilmiştir. İsa’nın Son Akşam Yemeği’nde 13 kişinin bulunması ve ardından gelen ihanet, bu sayının olumsuz bir anlam kazanmasına neden olmuştur.

Bu inanış, günümüzde bile etkisini sürdürmektedir. Pek çok otel ve gökdelende 13. kat bulunmamakta, uçaklarda 13 numaralı koltuk atlanmakta ve insanlar 13 sayısını taşıyan ürünleri satın almaktan kaçınmaktadır.

Batıl inançların kültürel çeşitliliği, Hindistan gibi geleneksel toplumlarda daha belirgin hale gelir. Hindistan’da yaygın olan nazardan korunmak için kapıya limon ve biber asmak veya önemli bir iş öncesinde yoğurt yemek gibi ritüeller, toplumda köklü bir geçmişe sahiptir. Sosyologlara göre, bu tür inanışlar bireylerin kendilerini güvende hissetmesini sağlamanın yanı sıra toplumsal aidiyeti de pekiştirir.

Bilimsel Açıdan Batıl İnançların Sürdürülebilirliği

Bilimsel yaklaşıma göre, batıl inançlar insanların belirsizlikle başa çıkma ihtiyacından doğmuştur. Ancak bu inanışların nesilden nesile aktarılmasında toplumsal öğrenme de önemli bir rol oynar. Özellikle çocukluk döneminde kazanılan ritüeller, bireyin hayatı boyunca kalıcı bir davranış biçimi haline gelebilir.

Bu durum, bireysel psikoloji kadar toplumsal normlarla da ilişkilidir. Örneğin, bir tiyatro sahnesinde ıslık çalmanın uğursuzluk getireceği inancı, 19. yüzyılda yaşanan bir kazadan kaynaklanmaktadır. Sahne arkası çalışanlarının ıslıkla haberleşmesi sırasında yaşanan bir hata, dekorun düşmesine ve ciddi bir kazaya neden olmuştur. Bu olay, ıslık çalmanın tiyatro dünyasında kötü şansla ilişkilendirilmesine yol açmıştır.

Çölyak Hastaları için Glutensiz Diyet Neden Önemlidir? Çölyak Hastaları için Glutensiz Diyet Neden Önemlidir?

Batıl İnançların Modern Dünyadaki Yeri

Bilimsel olarak batıl inançların doğruluğu kanıtlanamasa da, bu inanışlar bireysel psikolojinin ve kültürel bağların güçlü bir yansımasıdır. İnsanların bu tür inanışlara yönelmesi, hem belirsizlikle başa çıkma ihtiyacını hem de toplumsal normlara uyma arzusunu ortaya koymaktadır.

Muhabir: Sibel Bay