Tekstil sektöründe sıklıkla karşılaşılan bu hastalık, akciğerlerdeki küçük toz parçacıklarının doku reaksiyonuna neden olmasıyla gelişir. Bu reaksiyon sonucunda koyu mukus birikimi, hava geçişinin azalmasına ve solunum problemlerine yol açar. Hastalık, özellikle işin ilk günlerinde şiddetlenir ve bu nedenle "Pazartesi Ateşi" olarak da bilinir.
Bissinozis'in Belirtileri Nelerdir?
Bissinozis’in en yaygın belirtileri arasında şunlar yer alır:
Göğüste sıkışma hissi
Nefes darlığı (dispne)
Hırıltılı ve kesik soluk alma
Öksürük ve balgam üretimi
Baş ağrısı ve sersemlik
Akciğer dokularında kahverengi renk değişimi
Hastalık, genellikle işin ilk gününde daha belirgin hale gelir ve haftanın ilerleyen günlerinde semptomlar hafifler. Ancak, tozlu ortamda çalışmaya devam edilmesi durumunda kronik bronşit, amfizem ve diğer solunum hastalıklarının gelişmesi riski artar.
Risk Altındaki Sektörler ve İş Kolları
Bissinozis en çok tekstil sektöründe çalışan işçilerde görülür. Pamuk işleme tesislerinin yanı sıra keten, kenevir ve diğer doğal liflerin işlendiği fabrikalarda çalışanlar da risk altındadır. Özellikle pamuk işleme süreçleri, hallaç, tarak ve iplik bölümleri, çalışanların sürekli olarak toza maruz kaldığı alanlardır.
Tarihi ve Gelişimi
Bissinozis ilk kez 1700'lü yılların başında Ramazzini tarafından tekstil işçilerinde gözlemlenmiştir. 1831’de Kay tarafından tanımlanan hastalık, 1845 yılında Mareska ve Heyman tarafından "Pazartesi Hastalığı" olarak adlandırılmıştır. İşçiler, hafta sonu tatilinin ardından işin ilk gününde daha fazla belirti yaşadıkları için bu isim verilmiştir.
Dünyada ve Türkiye’de Bissinozis
Gelişmemiş ülkelerde bissinoz vakaları hala yaygındır ancak gelişmiş ülkelerdeki ileri teknoloji kullanımı sayesinde bu oranlar düşüş göstermiştir. ABD'de 1955'te yapılan bir araştırmada, pamuk işçilerinin yüzde 63'ünde bissinozis vakasına rastlanırken, günümüzde bu oran yüzde 10’a kadar gerilemiştir. Türkiye’de de teknolojik ilerlemeler sayesinde bissinozis vakaları giderek azalmaktadır. Ülkemizde yapılan araştırmalar, bissinozun yaygınlık oranının yüzde 0-22 arasında değiştiğini ortaya koymuştur.
Tedavi ve Korunma Yöntemleri
Bissinozisin tedavisinde en önemli adım, hastalığa neden olan ortamdan uzaklaşmaktır. Erken tanı konulması, hastalığın kronik hale gelmesini engelleyebilir. Korunma yöntemleri arasında ise yıkanmış pamuk kullanımı, havalandırma sistemlerinin iyileştirilmesi ve maske kullanımı önemli rol oynar. Ayrıca, pamuk bitkilerinin iyileştirilmesi ve sentetik materyallerin tercih edilmesi de riski azaltan faktörlerdir.
Çalışanların Sağlığı için Alınması Gereken Önlemler
İş yerlerinde toz maruziyetini azaltmak için ABD Çalışma Bakanlığı’nın belirlediği toz limitlerine dikkat edilmelidir. Bu limitler iplik üretimi, tekstil atıklarının işlenmesi ve dokuma gibi alanlarda uygulanmaktadır. Çalışanlar düzenli aralıklarla solunum fonksiyon testlerine tabi tutulmalı ve riskli işlerde çalışacak olanların işe başlamadan önce solunum sistemleri detaylı olarak kontrol edilmelidir.