El sıkışmanın birini karşılamanın bir sembolü olarak nasıl işlev gördüğünü hiç düşündünüz mü? Sürekli sorgulayan beyniniz, birinin böyle bir fikirle nasıl ortaya çıkabildiğini hiç merak etmedi mi? El sıkışma aslında bambaşka bir amaçla keşfedilmişti.
El sıkışmanın kökeni çok eskilere dayanır. Aynı nedene dair farklı teoriler ve düşünce okulları vardır. Bu tür bir teoriye göre bu hareket, esasen 19. yüzyılda savaşların yaşandığı zamanlarda en yaygın olanıydı. El sıkışmalar, karşı tarafın elinde silah olmadığından ve barışçıl ve uyumlu niyetleri olduğundan emin olmak için bir önlem olarak kullanılırdı. Bu, düşmanların genellikle kılık değiştirerek içeri girmeye çalışması nedeniyle, düşmanlardan güvenlik sağlamanın bir yoluydu.
Spor ve Sanat Dünyasında El Sıkışma
Bugüne kadar sporcular, birbirlerine karşı kötü davranmadıklarını göstermek için maçlarından önce ve sonra el sıkışma normunu takip ettiler. Her türden sanatçı bile, meslektaşları bir ödülle onurlandırılırken bunu uygular.
Evlilik ve Dostluk Sembolü
Başka bir düşünce okulu, bu geleneğin savaş durumlarından çok önce evlilikler sırasında uygulandığını belirtmektedir. Çeşitli batı kültürlerinde, el ele tutuşma iki kişi arasındaki sonsuza dek sürecek dostluk ve sevgi vaadini gösterir ve günümüze kadar uygulanmaya devam edilmiştir.
Bu kurala göre, bir kişiyle el sıkıştığınızda, ona sadık kalacağınıza ve sonsuza kadar onunla ilgilenmeye hazır olduğunuza dair söz verdiğiniz anlamına gelir ve o kişiye veya onun sadakatine ihanet ederseniz, bu bir günah sayılacaktır.
Hindu dininde bile, baba genellikle kızının elini damadın eline koyarak evliliklerini onayladığını gösterir. Ayrıca, damadının kızına sonuna kadar bakacağına güvenir.
Alternatif İnançlar
Bir başka inanç ise bir öncekine zıt bir düşünceyi öne sürer. Bu inanca göre, el sıkışmak bir ruhun günahlarını ve kötü şansını diğerine aktarır. Bu yüzden Budizm gibi dinler el sıkışmayı yasaklar ve bunun yerine misafire/misafirlere doğru eğilmeyi onları selamlamanın bir işareti olarak görür.
