1920'lerin sonlarına doğru, gökbilimci Edwin Hubble, Güney Kaliforniya'daki Mount Wilson Gözlemevi'nde yaptığı gözlemlerle evrenin genişlediğini ortaya koyan devrim niteliğinde bir keşif yapmıştır. 1929'da yaptığı açıklamalarda, galaksilerin bizden uzaklaştıkça hızlarının arttığını ve bunun evrenin genişlemesine işaret ettiğini belirtmiştir.

Hubble'ın bu bulguları, kozmik nesnelerin hızı ile Dünya'dan uzaklıkları arasında güçlü bir ilişki olduğunu ortaya koyan Henrietta Swan Leavitt'in çalışmalarına dayanmaktadır. Leavitt, Cepheid değişkenleri olarak bilinen ve parlaklıkları düzenli aralıklarla değişen yıldızlar üzerinde yaptığı araştırmalarla, bu tür yıldızların mesafelerini doğru bir şekilde hesaplamak için bir temel oluşturdu. Hubble, bu bilgiyi kullanarak, Andromeda "bulutsusu"nun aslında bir galaksi olduğunu ve yaklaşık 1 milyon ışık yılı uzaklıkta olduğunu hesapladı.

Gökbilimciler Evrenin Genişlediğini Nasıl Keşfetti 1

Büyük Tartışma ve Galaksilerin Varoluşu

1920'lerde, Hubble'ın keşfi öncesinde gökbilimciler arasında büyük bir tartışma vardı. Harlow Shapley, Samanyolu'nun ötesinde başka galaksilerin olmadığına inanırken, Heber Curtis, galaksilerin varlığını savundu. Hubble, Andromeda'daki Cepheid yıldızları üzerine yaptığı çalışmayla, Curtis'in doğru olduğunu ve evrende başka galaksilerin varlığını kanıtladı.

Hubble ve ‘Redshift’ Kavramı

Hubble'ın evrenin genişlemesine dair bulguları, Amerikalı gökbilimci Vesto Slipher'ın çalışmalarıyla da paralel ilerledi. Slipher, Andromeda ve diğer bulutsulardaki ışığın 'kırmızıya kaydığını' gözlemleyerek, bu nesnelerin bizden uzaklaştığını gösterdi. Hubble, bu gözlemi daha da ileri taşıyarak, evrenin genişlemesinin hızla ilgili bir ilişkiyi doğruladı. Bununla birlikte, 'redshift' yani ışığın kırmızıya kayma olgusu, uzaydaki nesnelerin hızlarını belirlemek için kritik bir araç haline geldi.

Hubble'ın Hız-Mesafe İlişkisi ve Evrenin Genişlemesi

Hubble, 1929'da yayımladığı çalışmasında, galaksilerin bizden ne kadar uzaksa, o kadar hızlı uzaklaştıklarını ortaya koydu. Bu keşif, ‘Hubble sabiti’ adı verilen bir oranla açıklanır. Bu sabit, galaksilerin hızlarının mesafeleriyle doğru orantılı olduğunu gösterir.

Hubble'ın çalışmalarına dayanarak, gökbilimciler evrenin yaşı ve genişlemesi hakkında yeni ve daha net hesaplamalar yapmaya başladılar. Ancak Hubble, bu genişlemenin kesin nedenini ortaya koymakta çekildi. Onun bulguları, ancak sonraki nesil bilim insanlarının evrenin genişlemesinin daha iyi anlaşılmasını sağlayacak gözlemleriyle daha da geliştirildi.

Uzaydan Gelen Sinyallerin Gizemi Çözüldü Uzaydan Gelen Sinyallerin Gizemi Çözüldü

Hubble’ın Mirası ve Etkileri

Hubble'ın evrenin genişlemesine dair keşifleri, kozmoloji ve astronomide devrim niteliğindeydi. Hubble Uzay Teleskobu gibi projeler, onun mirasını yaşatmaya devam etmekte ve evrenin derinliklerine dair daha fazla bilgi edinilmesine olanak sağlamaktadır. Hubble’ın bulguları, sadece astronomi dünyasında değil, aynı zamanda bilimsel düşüncenin tüm alanlarında önemli bir dönüm noktası olmuştur.

Muhabir: Nida Yağmur Mercan