Ersan AKBAŞ'ın 23 Eylül 2023 tarihli yazısı: Yapılacaklar Listesini Ne Zaman Gerçekleştireceğiz?

‘Ölüm Allah’ın Emri’ der ve kabulleniriz. Peki, ya öleceğimiz vakti/zamanı bilirsek ne yaparız?

Öyle bir haber alsak nasıl yaşarız?

Gerçekten zor ve korkutucu bir soru…

Kafamızda çok yük taşıyoruz, kendimden biliyorum.

Kimisine küsüyoruz, kimisine kızıyoruz, haksızlıklara tahammül edemiyoruz, tüm bunlar bizde birer yük oluşturuyor.

Düşünsenize evinizden dışarıya çıkıyorsunuz ve elinizde 10 kiloluk bir torba/çanta var.

Nereye gitseniz yanınızda taşıyorsunuz. Yere bırakmak da yok, hep taşıyorsunuz.

Bir süre sonra o 10 kilo ağırlık, oluyor size 30 kilo… Çünkü taşımaktan yoruluyorsunuz.

İşte kafamızdaki yükler de aynı elimizdeki 10 kiloluk torba gibi. Her yerde yanımızda.

Kızgınlığımız, küskünlüğümüz, isyanımız, geçim derdimiz, pişmanlıklarımız…

Bir süre sonra kafamızdaki o yük, ağırlığından dolayı yaşam kalitemizi etkilemeye başlıyor; ama nafile…

Yine de bildiğimizi okumaya, hayatı da ısrarla ıskalamaya devam ediyoruz.

Halbuki, 6 ay ömrünüz kaldı deseler ne yapardık? Ya da 6 ay sonra öleceğimizi bilsek ne hissederdik?

Hayata daha mı sıkı sarılırdık? Yoksa hayata mı küserdik?

Dünyanın tadını mı çıkarırdık? Ya da pişmanlık mı yaşardık?

İşte Morgan Freeman ve Jack Nicholson’ın efsanevi filmi, The Bucket List/Yapılacaklar Listesi, yukarıda yazdıklarımı anlatan bir film… Ülkemizde ‘Şimdi ya Asla’ adıyla bilinir.

Karakterlerimiz ise,

Biri ultra zengin, dolar milyarderi Edward Cole…

Diğeri tarih profesörü olmak isteyen ama hayatın kontra gollerini kalesinde görünce işçi sınıfına geçiş yapan tamirci Carter Chambers…

Bambaşka hayatları yaşarken farklı lezzetleri tadan bu iki insanın yollarını sizce hangi durum birleştirebilir?

Biri zenginliğin getirdiği kibirle sorunlarını çözerken diğeri geçim dünyasının mücadelesini veredursun bu iki insanı dünyada ne eşitleyebilir?

Tabii ki de ölüm…

Herkesi sıfırlayan ve eşitleyen, ölüm…

Filmde, zengin ve fakir karakterlerimizin ikisi de kanserler ve doktorlar ölüm vakitlerini açıklayacak kadar son dönemlerini yaşamaktalar.

Bu nedenle ne zenginin kafasına taktıkları önemli ne de fakirin sorunları…

Çünkü kafalarındaki yükler, ağırlıklarını kaybetmiş. Zaten umurlarında da değil. Onlar dünyada misafirler.

Bu sebeple iki ölümlü son günlerini, hayatta yapmak isteyip de yapamadıklarını gerçekleştirerek geçirmek istiyorlar.

Yapılacakların listesini çıkarıyorlar, dolar milyarderimiz sayesinde paraları da var ve hızlandırılmış bir kurs misali çılgın mı çılgın bir yolculuğu çıkıyorlar.

Böyledir hayat… Anı hep ıskalar, yumurta kapıya dayanınca da anı yaşamak isteriz.

The Bucket List/ Yapılacaklar Listesi filmi de bunu anlatır bize…

Ertelemeyin! Yapın! Uyarısında bulunur.

Geçimmiş, sıkıntıymış, küslükmüş, işsizlikmiş, kavgaymış, hırsmış, özlemmiş hiç biri sizi engellemesin.

Yapacağınızı yapın ve iş işten geçmeden pişmanlık duymayın/anı yaşayın, uyarısını yapar.

O yüzden mutlaka bu filmi izleyin, neleri ıskaladığınızı hissedin ve yapmak istediklerinizin bir listesini yapın.

Yaşamı sürekli erteleyerek nasıl da boş geçirdiğinizi göreceksiniz.

Maalesef ben hissettim, yaptım ve de gördüm.

Umarım kendi yazdıklarımdan bir ders çıkarmayı başarabilirim.