Sevdenur NAMALAN'ın 7 Mart 2023 tarihli yazısı: Kitle iletişim
Kitle iletişim araçları, 20. yüzyılda radyo yayıncılığının da başlamasıyla siyasi, toplumsal, ekonomik olarak yeni bir dönemi başlatmıştır. Anthony Giddens, değişen bu iletişim çağı hakkında şöyle demiştir: “Kitle iletişim olgusu, 19. yüzyılda ortaya çıkan gazetelerin yayını sonrası 20. yüzyılda radyo yayıncılığıyla toplumda yeni bir etki yaratmıştır.” ( Giddens, 1992: 21)
20. ve 21. yüzyıllarda iletişim kavramı dönüşüm geçirmiştir. Kitlelere yayın yapan gazete ve radyolar, kitleler üzerinde bıraktıkları etkinin farkına varmıştır. Gazete ve radyoya daha sonraları televizyon da eklenmiştir. Kitle iletişim araçlarının kamu üzerinde etkilerini daha iyi anlamak için verilebilecek birçok örnek vardır. Ben bu olguyu daha iyi anlamak için Orson Welles’in sunuculuğunu yaptığı bir tiyatro oyunun yarattığı etkiyi anlatmak istiyorum. Radyoda yayınlanmak üzere H.G. Wells’in kitabından uyarlanan “Dünyalar Savaşı” adlı radyo tiyatrosu, o gün dinleyenler üzerinde inanılmaz bir panik yaratmıştır. Uyarlanan oyunda, uzaylılar dünyayı işgal etmeye gelmiştir. Ancak Orson Welles, oyunun sunumunda geleneksel sunum tarzının dışına çıkmıştır. Gerçek bir haber programı tarzında başlayan oyun, Amerika halkının büyük bir panik yaşamasına neden olmuştur. Elbette herkesin aklına böyle bir şeyin nasıl mümkün olabileceği gelmiştir. Aslında bu durum, Amerika halkının salaklığı olarak nitelendirilemez. Radyo oyunu, Naziler’in ciddi bir tehdit oluşturduğu döneme denk gelmiştir. Savaş korkusuyla zaten gergin olan Amerikalılar, haber formatında sunulan bu radyo tiyatrosundan oldukça etkilenmiştir.
Medya ve toplum ilişkisine dair eski ve uç bir örnek olsa da durumu kavramak için iyi bir örnektir. Medya teknolojisindeki bu gelişmelerden toplumumuz da faydalanmıştır. Cumhuriyet’in ilanından günümüze kadar olan süreçte kitle iletişim alanında önemli gelişmeler kaydedilmiştir. 1990’lı yıllarda “medya devrimi” olarak nitelendirebileceğimiz gelişmeler yaşanmıştır. 2000’li yılların başında ise televizyon kanallarıyla birlikte yerel, bölgesel, ulusal ve uluslararası ölçekte yayınlar hayata geçmiştir. Türk televizyonları artık hiç olmadığı kadar zengindir. Kanallar birbirleriyle içerik, ünlü, haber yarışına girmiştir.
Medya ve iletişim, birbiriyle bağlantılı iki kavramdır. İletişim, gönderici ve alıcı arasında gerçekleşen bir ilişkidir. İletişimi incelerken, göndericinin özellikleri kadar alıcının özellikleri de dikkate alınmalıdır. Kitle iletişiminde mesajı alan alıcı sayısı hem çok fazla hem de niteliksel açıdan oldukça farklı yapılardadır.
Bu durum, kitle iletişiminde ortaya çıkan sorunların temel kaynağıdır. Alıcıya giden mesaj, her alıcı tarafından aynı şekilde anlaşılmaz. Medya içeriklerinin hazırlanışı ve alıcıya ulaştırılması sürecinde içerikler kodlanırken dikkatli olunmalıdır.