Elif Aybike DEMİR'in 7 Mart 2023 tarihli yazısı: Kuzey Anadolu Fay Hattı'nın "İsim Babası"
Türkiye'de modern jeolojinin kurucularından biri olan Prof. Dr. İhsan Ketin, “Jeolojinin Babası” şeklinde anılmaktadır. İhsan Ketin; 1914 yılında, Kayseri Lisesinde hademelik görevi yapan bir babanın oğlu olarak dünyaya gelmiştir (babasının görevini ne için belirttiğimin, yazının devamında anlaşılacağını umuyorum).
Celal Şengör, Naci Görür gibi isimleri yetiştirmiş olan Jeolojinin Babası Ketin, Terakki Mektebindeki (Cumhuriyet’in ilanından sonra okulun adı Cumhuriyet İlkokulu şeklinde değişmiştir) öğretmeninden aldığı kaliteli eğitimin ardından ortaokula başlamıştır. Dönemin Kayseri Valisi Ali Vefa Bey, okula yaptığı bir ziyarette Ketin’deki cevheri fark etmiş ve Kayseri Lisesinin parasız yatılı sınavlarına girmesini istemiştir. Böylece Ketin, babasının da görevli olduğu Kayseri Lisesinde parasız yatılı öğrenci olarak okumuştur. Ketin, liseden sonra İstanbul'a gitmiş ve Yüksek Muallim Mektebini kazanmıştır. Atatürk'ün talimatıyla verilmeye başlanan eğitim bursu kapsamında 1932 yılında yurt dışı eğitim bursu kazanarak Avrupa'ya gönderilecek sayılı öğrenci arasında yerini almıştır. Hükûmet, Cumhuriyet’in 10. yılı olan 1933'te Ketin’i, doğa bilimleri dalında öğrenim görmesi için Berlin Üniversitesine göndermiştir. O dönem Berlin'de yaşanan siyasal gerilim ve hocaları arasındaki çatışmalardan dolayı Ketin, Bonn Üniversitesine geçmiştir. 1938 yılında 6,5 aylık bir arazi çalışması ile doktora tezini tamamlayarak Türkiye'ye dönüş yapan İhsan Ketin, İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Jeoloji Enstitüsünde yardımcı doçent doktor olarak çalışmaya başlamıştır. Ketin, göreve başladığında henüz 24 yaşındadır ve ülkenin doktora yapmış ilk jeoloğu olmuştur. Aynı yıllarda Maden Tetkik Arama (MTA) Kurumundan gelen teklifle, yaz aylarında araziye çıkarak Anadolu'nun çeşitli bölgelerinde MTA adına harita çalışmaları yapmıştır.
28-29 Aralık 1939 gecesi yaşanan Erzincan depreminden sonra aralarında İhsan Ketin’in de olduğu 7 kişilik bir heyet, yerle bir olan Erzincan'a gitmek için yola çıkmıştır. Sahada yapılan çalışmalar sonucunda heyet, Erzincan'ın o zamanki yerinden 7 km güneybatıda kurulmasını tavsiye etmiştir fakat bu tavsiyeye uyulmamıştır.
İhsan Ketin’in 1939'da başlayan araştırmaları, 1948 yılına kadar devam etmiştir. O yıl bir Alman dergisinde yayımlanan makalesinde “Kuzey Anadolu Fay Hattı”ndan bahsetmiştir ve Anadolu'nun büyük bir kısmının, Kuzey Anadolu Fay Hattı boyunca batıya doğru kaymakta olduğunu yazmıştır. Bu makale tam 40 yıl sonra İhsan Ketin’e, Gustav Steinmann Madalyası’nı (bu madalya, dünyanın en büyük jeologları arasında bulunduğunun göstergesidir) getirmiştir. Ketin, 1953’te İstanbul Teknik Üniversitesinde (İTÜ) profesör olmuştur.
Ödüllü Profesör İhsan Ketin, verdiği bir röportajda, Kuzey Anadolu Fay Hattı’nı keşfetmiş olmasının nasıl gerçekleştiği sorusuna, “Keşif burada büyük bir söz. Ben 1939'dan beri birbirini izleyen depremleri arazi üzerinde inceledim ve bu incelemeler sonucunda burada bir “fay zone”u olduğunu görerek buna yeni bir ad verdim. Böylece keşiften çok, fayın ‘isim babası’ gibi bir şey oldum. Aslında fayın kâşifi, bizzat depremlerin kendisidir. O yüzden benim bu konudaki katkım, olayları yerinde incelemek ve kendi görüşüme göre yorumlamak oldu” şeklinde cevap vermiştir.
İhsan Ketin’in öğrencilerinden Celal Şengör, katıldığı bir programda, hocası ile arasında geçen bir diyalogdan bahsetmiştir. Şengör'ün anlattıklarına göre “Nasıl oluyor da 1914 Kayseri'sinde doğan biri çıkıp, bugün sizin olduğunuz kişi olabiliyor” sorusunu Ketin, “Atatürk, bize inanılmaz bir kendine güven sağlamıştı” diye yanıtlamıştır.