Elif Aybike DEMİR'in 11 Mayıs 2024 tarihli yazısı: Zaman Göreceli midir?

Gün sonu geldiğinde ve kendinizle baş başa kalıp gününüzü şöyle bir gözden geçirdiğinizde hangi anların hızlıca bittiğini, hangi durumlar için "Hiç bitmeyecek zannetmiştim" dediğinizi düşünüp "Nasıl oluyor da aynı işleyen süre, farklı olaylarda farklı akıp gidiyor gibi hissettiriyor" şaşkınlığı yaşadığınız oluyor mu?

Örneğin; sevdiklerinize kavuşmak için beklerken bir türlü geçmeyen zaman, onlarla birlikteyken nasıl da su gibi akıp gidiyor değil mi? Peki doğumhanenin içerisinde veya kapısında geçen 2 saat ile çocuklarınızla ilgili sorumluluklarınızı tamamlandıktan sonra kendinize ayırabileceğiniz 2 saat aynı mıdır? Mesela okuldayken... Bir ders saatine eşit öğlen arasının göz açıp kapayıncaya kadar bitmesi normal midir? Her gün 24 saatten oluşur ama hastanede geçirmek zorunda olunanla alışveriş merkezinde yaşanan günün uzunluğu aynı mıdır? Ya sınavlara ne demeli? Hani şu başlamadan önceki 10 dakikanın bitmek bilmediği fakat başladıktan sonra hangi ara sürenin dolduğuna akıl sır erdirilemeyen sınavlar. Bir de hastayken ağrılar yüzünden ya da başkaca sebeplerden dolayı uyunamayan, sabaha kavuşulamayan geceler vardır. İftar sofrasının başında ezanın okunmasına kalan son 1 dakika gerçekten yalnızca 1 dakika mıdır? Sinema salonunda izlediğiniz filmin 15 dakikası ile reklam arasındaki 15 dakika eş değer midir?

Ankara Üniversitesinden bilim insanları da "Bu işte bir tuhaflık var" deyip araştırmaya koyulmuş ve yaptıkları çalışma sonucunda stresin zaman algısı açısından beynin yürütücü kontrolünü bozduğunu, dopamin düzeyinin yüksek olmasının ise zamanı daha doğru algılamayı sağladığını keşfetmiş.

Nörobilim ve Nöroteknoloji Ortak Uygulama ve Araştırma Merkezi (NÖROM) İnsan Nörogörüntüleme Laboratuvarı Sorumlusu, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Metehan Çiçek, hangi sorunun peşinden giderek çalışmalara başladığını şöyle anlatıyor: "Geçirdiğim bir kaza sonrasında saniyeler sanki dakikalar gibi geçti. Acaba bu süre içinde beynimde ne olmuştu? Stres altındayken ya da duygusal yoğunluğu olan dönemlerde zaman neden yavaş geçiyordu?"

Araştırma kapsamında yapılan deneylerden birinde; 45 sağlıklı yetişkine sosyal stres yaşatan, başarısızlık duygusu veren görüntüler izletilmiş. Bunun sonucunda; sosyal stresin zaman algısında değişikliklere neden olduğu, normal şartlarda bireylerin zamanı olduğundan daha hızlı geçiyormuş gibi algıladığı fakat stres altındayken zaman algısında yavaş çekim etkisinin görüldüğü kaydedilmiş. Öte yandan dopamin seviyeleri yüksek kişilerde zaman algısı görevi esnasında beyin aktivasyonlarının daha verimli hâle geldiği görülmüş.

Hepsi tamam da... "Bu yaşa ne ara geldik" duygusunu nasıl açıklayacağız?