Mehmet KÜÇÜKEKEN'in 28 Mart 2025 tarihli yazısı: Cumhuriyetin Kuruluşundan Günümüze Astsubaylar
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan günümüze kadar geçen sürede Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) mensuplarının özlük hakları, ekonomik koşullar ve toplumsal ihtiyaçlar doğrultusunda çeşitli düzenlemelere tabi tutulmuştur. Ancak, bu düzenlemeler subaylar ve astsubaylar arasında farklı etkiler yaratmış; subaylar lehine yapılan iyileştirmeler, astsubaylar ve özellikle emekli astsubaylar için benzer bir koruma sağlamamıştır.
1923’ten 2025’e koskoca bir asır geçmiş olmakla birlikte subay ve astsubay özlük haklarındaki gelişmeler karşılaştırılacak, astsubayların ekonomik mağduriyetine yol açan hak kayıpları analiz edilecek olursa yazmaya kalem dayanmaz mürekkebi denizden dolsa, sayfalar yetmez tüm ormanlar sayfa sayfa defter olsa.
Mamafih, bu sorunların giderilmesi için geç de olsa bir yerlerden başlamak, bugüne kadar yapılan nutuktan öte gitmeyen konuşmalardan, verilen sözlerden ziyade kapsamlı çözüm önerileri sunmak için dosyalar hazırlamak, en başta da astsubaylık statüsüne olan ön yargıları kırmak gerekir diye düşünüyorum.
Geçmiş tarihli kanunlara bakmaya, kütüphanelerde araştırma yapmaya, arşivlerde evrak aramaya da gerek yok. Yaşayan tarih; 1947, 1949, 1950 mezunu astsubay büyüklerimiz hayattalar ve ilk günkü gibi hatırlıyorlar kendileri ile birlikte yaşlanan tarihe inat, Astsubay özlük haklarına yönelik ötelenenleri, verilmeyenleri, layık görülmeyenleri ve es geçilenleri. Engin bilgilerini, keskin zekalarıyla birleştirip ve tatlı dillerinden anlatmaları sizi geçmişe kadar götürüyor acı bir tebessümle de olsa. 80 yıl da geçse hala ümitlerini kaybetmemişler, astsubayların özlük haklarındaki iyileştirmeleri ve Astsubay tazminatlarını bekliyorlar bizim gibi; emin olun kendileri için değil kendilerini ait hissetleri Astsubay Camiası için.
Hasta yataklarında, tekerlekli sandalyelerinde, masadaki sohbetlerinde yorulmuş bedenlerine rağmen etraflarına neşe, huzur ve enerji veren astsubay büyüklerimiz, duayenler. Neredeler mi? Rehabilitasyon merkezlerinde, hastanelerde, huzur evlerinde, evimizde ya da apartmanda komşumuz, orduevlerinde belki de kamplarda. Bakmak için değil görmek için baktığınızda hayatın her yerindeler, tıpkı yıllar sonra bizim de olacağımız yerlerdeler.
1923-2025 Döneminde Subay ve Astsubay Özlük Haklarının Tarihsel Gelişimi
Cumhuriyetin İlk Yılları (1923-1960)
Cumhuriyetin kuruluşundan itibaren TSK, Osmanlı’dan devralınan askeri yapıyı modernize etmeye çalışmıştır. Bu dönemde astsubaylar, daha çok teknik ve idari destek unsurları olarak konumlandırılmış; subaylar ise komuta kademelerinde öncelikli bir statüye sahip olmuştur.
926 sayılı TSK Personel Kanunu’nun 1967’de kabulüne kadar astsubayların özlük hakları, subaylara kıyasla daha sınırlı bir çerçeveye oturtulmuştur. Subaylara tanınan fiili hizmet zammı ve erken emeklilik gibi avantajlar, astsubaylar için genellikle uygulanmamıştır.
1960-2000 Dönemi: Kanuni Düzenlemeler ve Ayrımcılığın Derinleşmesi
1967’de yürürlüğe giren 926 sayılı Kanun, astsubayların statüsünü sistematik bir çerçeveye oturtmayı amaçlamış; ancak subaylarla eşitlik sağlanamamıştır. Subaylara makam tazminatı, kadrosuzluk tazminatı ve temsil tazminatı gibi ek ödemeler getirilirken, astsubaylar bu haklardan büyük ölçüde mahrum bırakılmıştır.
1975 yılında yaşanan ve 2947 astsubayın ihracı ile sonuçlanan süreçten sonra da astsubayların sorunlarına yönelik atılan adımlar çözüm odaklı olmamış, kadük kalmıştır.
12 Eylül 1980 darbesinden sonra Kenan EVREN: “Bir başçavuş benim teğmenimden fazla maaş alamaz.” sözü ile kime, ne mesaj vermek istemiştir?
5434 sayılı Emekli Sandığı Kanunu’na göre subayların ek gösterge puanları (örneğin, 4800-5400) astsubaylara kıyasla (3600) daha yüksek belirlenmiş, bu da emekli maaşlarında ciddi bir fark yaratmıştır. 1980’ler ve 1990’larda subayların özlük haklarında yapılan iyileştirmeler (örneğin, yan ödeme puanlarının artırılması), maalesef astsubaylar için sınırlı kalmıştır.
2000-2025 Dönemi: Kısmi İyileştirmeler ve Devam Eden Eşitsizlik
2000’li yıllarda Astsubay Meslek Yüksek Okulları’nın kurulması, astsubayların eğitim seviyesini yükseltmiş; ancak bu gelişme özlük haklarına yeterince yansımamıştır. 2012’de 6318 sayılı Kanun ile astsubayların 1. derecenin 4. kademesine yükselmeleri mümkün hale gelmiş, fakat bu düzenleme emekli maaşlarına tam anlamıyla etki etmemiştir. 2022’de kabul edilen 3600 ek gösterge düzenlemesi, astsubaylar için kısmi bir rahatlama sağlamış; ancak 1. derece kadrolarda ek gösterge 4200’e yükseltilirken, diğer kamu kurumlarında 5400’e çıkan ek göstergelerden astsubayların mahrum bırakılması yeni bir eşitsizlik yaratmıştır. Subaylara tanınan tazminatların (örneğin, görev tazminatı, meslek tazminatı) emekliliğe yansıtılması sağlanırken, astsubaylar için bu tür düzenlemeler yapılmamıştır.
2025 itibarıyla, subaylar emeklilikte son maaşlarının %64,34’ünü alırken, astsubaylar %47,96’sını almakta; bu oran uzman çavuşlar için %59,58 olarak gerçekleşmektedir. Görev sırasında subay ile astsubay arasındaki maaş farkı 1,37 iken, emeklilikte bu fark 1,80’in üzerine çıkmaktadır. Bu durum, hem adalet hem de hiyerarşik denge açısından ciddi bir tutarsızlık yaratmaktadır.
Son dönemde öğretmen, polis ve imam meslek gruplarına en üst seviyede iyileştirmeler yapılmıştır.
Astsubay ve Astsubay Emeklilerinin Mağduriyetine Yol Açan Hak Kayıpları
Emekli Maaşlarının Prim ve Hizmet Karşılığı Olmama Sorunu
Astsubaylar, SGK’ya ödedikleri primlere oranla emeklilikte subaylara göre çok daha düşük maaş almaktadır. Örneğin, 30 yıl 9 ay hizmet süresine sahip bir Astsubay Kıdemli Başçavuş, aynı süreden emekli bir Kıdemli Albay’dan yalnızca %10 daha az prim ödemesine rağmen, emekli maaşında %71’lik bir kayıp yaşamaktadır. Bu, prim esaslı bir emeklilik sisteminin temel mantığına aykırıdır.
Tazminat Eşitsizliği
Subaylar, kadrosuzluk, makam, temsil ve görev tazminatları gibi ek ödemelerden yararlanırken, astsubaylar bu haklardan mahrumdur. Bu tazminatların emekliliğe yansıtılmaması, astsubayların ekonomik durumlarını korumalarını zorlaştırmaktadır.
Ek Gösterge ve Derece/Kademe Sorunları
Astsubayların ek göstergeleri (3600-4200) subaylara (4800-5400) kıyasla düşük kalmakta; başlangıç dereceleri (9/2) ve sınıf okulu sürelerinin fiili hizmetten sayılmaması kariyer ilerlemelerini sınırlamaktadır. Bu durum, hem aktif görev maaşlarını hem de emekli ikramiyelerini olumsuz etkilemektedir.
Enflasyonist Baskı ve Yetersiz Maaşlar
2025’te artan enflasyonist baskı, astsubay emeklilerinin maaşlarının kirayı karşılayamayacak veya bir evlat okutamayacak düzeye inmesine neden olmuştur. Bu, vatan savunmasında hiçbir zorlu görevi canı pahasına yapmaktan kaçınmayan astsubayların emeklilikte onurlu bir yaşam sürememesine yol açmaktadır. Emekli astsubaylar; apartman yöneticiliği, taksicilik, emlakçılık, sigortacılık, güvenlik gibi işlerde bütçelerine katkı sağlamak için çalışmak zorunda kalmaktadırlar.
Hak Kayıplarının Düzeltilmesi ve Tazminatların Verilmesinin Gerekçeleri
* Adalet ve Eşitlik İlkesi
TSK’da görev yapan tüm personelin emeği, vatan savunmasında eşit derecede değerlidir. Subaylar ile astsubaylar arasındaki ekonomik uçurum, Anayasa’nın eşitlik ilkesine (Madde 10) ve 657 sayılı Kanun’un liyakat ilkesine aykırıdır.
* Prim ve Hizmet Dengesi
Emekli maaşlarının, ödenen primler ve hizmet süresiyle orantılı olması, sosyal güvenlik sisteminin temel bir gereğidir. Astsubayların primlerine göre %71 daha az maaş alması, bu dengeyi bozmaktadır.
* Hiyerarşik Tutarlılık
Görev sırasında 1,37 olan maaş farkının emeklilikte 1,80’e çıkması, hiyerarşik yapının mantıksız bir şekilde bozulmasına neden olmaktadır. Astsubayların emeklilikte hak ettikleri statüyü koruyabilmeleri için düzenleme şarttır.
* Ekonomik Korumacılık
Subaylar, tazminatlar ve ek ödemelerle ekonomik durumlarını korurken, astsubaylar bu korumadan yoksundur. Enflasyonist baskıya karşı astsubayların da korunması, devletin sosyal sorumluluğunun bir gereğidir.
Çözüm Önerileri
*** 926 Sayılı Kanun’da Reform
Astsubay sınıf okulu süreleri fiili hizmetten sayılmalı, başlangıç dereceleri 9/2’den 8/1’e yükseltilmelidir. Bu, kariyer ilerlemelerini ve emekli maaşlarını iyileştirecektir.
*** Tazminatların Eşitlenmesi
Subaylara tanınan kadrosuzluk, makam, görev ve meslek tazminatları, astsubaylara da verilmeli ve bu ödemeler emekliliğe yansıtılmalıdır. Örneğin, 20 fiili hizmet yılını dolduran astsubaylara “başarı tazminatı” ödenmesi yasalaştırılabilir.
*** Ek Gösterge Düzenlemesi
Astsubayların ek göstergeleri, subaylarla eşitlenerek 4800-5400 bandına çekilmeli; bu, emekli maaşlarını prim ve hizmet süresine uygun hale getirecektir.
*** Maaş Bağlama Oranlarının Yeniden Düzenlenmesi
Astsubayların emekli maaş bağlama oranı %47,96’dan en az %62’ye yükseltilmeli; bu oran, subaylarla arasındaki adaletsiz farkı kapatacaktır.
*** Yasal Düzenleme
TBMM’de bir “Astsubay Özlük Hakları İyileştirme Komisyonu” kurularak, yukarıdaki öneriler ivedilikle yasalaştırılmalıdır. Ayrıca, geçmiş kayıpları telafi için bir defaya mahsus “telafi tazminatı” ödenmelidir.
1923’ten 2025’e kadar subay özlük hakları, ekonomik koşullara uyum sağlayacak şekilde sürekli iyileştirilmiş; ancak astsubaylar bu süreçte ihmal edilmiştir. Astsubayların ve emeklilerinin yaşadığı ekonomik mağduriyet, prim-hizmet dengesizliği, tazminat eşitsizliği ve enflasyonun altında kalan maaş artışlarından kaynaklanmaktadır. Bu sorunların giderilmesi, adalet, eşitlik ve hiyerarşik tutarlılık ilkeleri gereğince elzemdir.
Yapılacak reformlar, düzenlemeler ve yasalar, astsubayların hak ettikleri ekonomik korumayı sağlayarak TSK’daki güven ve motivasyonu artıracaktır. Devlet, vatan için canını feda etmekten kaçınmayan kahraman astsubaylarına, emeklilikte de onurlu bir yaşam borçludur. Bu borç, ancak kapsamlı ve acil bir yasal düzenleme ile özlük haklarındaki iyileştirmeler, tazminatlar ve emekli maaş bağlama oranlarının artırılması ile ödenebilir.
Astsubaylar ya şehittir!
Astsubaylar ya gazidir!
Astsubaylar hep kahramandır!
Astsubaylar, Vatan’dır!