Sevdenur NAMALAN'ın 21 Haziran 2023 tarihli yazısı

Medya üzerine yapılan araştırmaların ilk örnekleri 1. Dünya Savaşı sonrası Amerika Birleşik Devletleri’nde yapılan araştırmalardır. 1920 ve 1930’lu yıllardaki araştırmalarda propagandanın toplum üzerindeki etkisi üzerinde durulmuştur. Bu dönemde doğrusal iletişim modeli olarak tanımlanan ‘’Gönderici’’, ‘’mesaj’’, ‘’alıcı’’ çizgisine dayandırılan modeller geliştirilmiştir. Lipmann’ın 1921 yılında yazdığı Kamuoyu (Public Opinion)  adlı kitabından sonra iletişim konusunda ilk çalışmalar başlamıştır.

İletişim çalışmalarının odaklandığı konuların ideolojiyi, iktidar, propaganda ve reklam yoluyla kitle oluşturma, bireyi yönlendirme, sermaye toplum ilişkileri gibi önemli konular olmuştur. Bu da medya etki kuramlarını uzun yıllar ana akım tartışmalarının içinde tutmuştur. İletişim çalışmaları kaynak ve alıcı arasındaki farklı unsurlara odaklanmıştır.

İletişim Modelleri

İletişim modelleri kaynak ve alıcı arasında gerçekleşen ileti ilişkisini kaynak, ileti, alıcı denkleminde ortaya koyan çözümlemelerdir. Modeller doğrusal veya dairesel bir biçime sahip olabilirler, aynı şekilde alıcının pasif veya aktif olarak değerlendirildiği içeriklere de sahip olabilirler.

Doğrusal Modeller

İletişim tek yönlü süreç olarak kabul edilir. Mesaj sinyali, kodlanır ve kanal üzerinden iletilir. Gönderen, doğrusal iletişim modelinde daha belirgindir.

Harold Lasswell: Uyaran-Tepki Modeli

Laswell, Dünya Savaşında Propaganda Tekniği adlı eserinde, kitle iletişim araçları ve propagandanın sadece demokratik bir siyasal kültür için tehlike arz etmediğini; aynı zamanda vatandaşların bilişsel gelişimi ve kültürel gelişimi önünde bir engel teşkil ettiğini vurgulayarak konunun tartışmayı ve incelemeyi gerektirdiği üzerinde durmuştur. Laswell, kitle iletişim araçlarının siyasal iktidarların elinde bir güç olduğunu ileriye sürmüş ve bu gücün uygulaması olarak propaganda yoluyla kamuoyu oluşturmasını örnek olarak vermiştir.

Laswell’in çalışmaları ile özdeşleştirilen bu ilk etki paradigmasının öncü çabaları, medya mesajlarını alan tüm insanların aynı tepkiyi verecekleri varsayımına dayanır.

Bu kuramda iletinin bir merminin bedene hızla girmesi gibi hareket ettiği ve uygun olan bünyelerde etkisini gösteren bir ilaç gibi insan zihnine enjekte edildiği benzetmesi yapılmıştır.

Claude Shannon ve Warren Weaver: Enformasyon Modeli

Enformasyon Modeli, 2. Dünya Savaşı esnasında Shannon’un iletişim sürecini çözümleme ve kısa sürede ileti kaybı olmadan iletişim süreci sağlama yönündeki iyileştirme çalışmalarından ortaya çıkmıştır.

Çalışmalar, iletişim sürecini, enformasyonun üretilerek bir noktadan diğerine duygusal, psikolojik veya insan ilişkilerindeki etkileşim gibi hiçbir dış etki söz konusu olmaksızın nasıl aktarılacağına ilişkin bir problem olarak sergilemektedir.

Shannon ve Weaver’ın çizgisel akımında istenmeyen bazı şeylerde eklenebilir. Parazit niteliğindeki bu etkiler de ‘’gürültü’’ olarak tanımlanmıştır. İşlevsel olmayan ‘’gürültü’’ unsuru ilk defa bu modelde tanımlanmıştır.

Harold Laswell: 5W Modeli

Shannon ve Weaver modelini takip eden doğrusal sürece dayalı bir modeldir. Modelin doğrusal (linear) iletişim sürecini benimsemesinde Birinci ve İkinci Dünya Savaşları’nda siyasi iktidarların tek yönlü olarak toplum üzerinde etki bırakma uygulamaları etkili olmuştur.

Laswell İletişim Modeli sözlü iletişimi açıklar ve beş unsurdan oluşur; Kim, ne diyor, hangi kanalda, kime, ne etkisi ile?.. Bu model aynı zamanda ‘’doğrusal iletişim modeli’’, ‘’tek yönlü süreç’’ veya ‘’eylem modeli’’ olarak adlandırılırç

Kim: gönderenle yani kaynakla ilgilidir.

Ne söylüyor sorusu: iletinin niteliklerinin ve içeriğinin çözümlemesine karşılık gelir.

Hangi araçla sorusu: durumun fiziksel ve çevresel özelliklerinin incelemesine ilişkindir.

Hangi etkilerle sorusu: niyetler ve beklentiler incelemesine karşılık verir.

Laswell’in modelinde kaynak ve iletisi iletişim sürecinde ‘’neden’’i ifade eder. İletinin yol açtığı davranış değişikliği ise ‘’etki’’ olarak nitelenir.

Doğrusal Olmayan Modeller

İletiyi kodlayan tasarımcının yani sunum yapan kaynağın kodunu açan, yorumlayan ve besleyici yankı (geri bildirim) yaban bir alıcı söz konusudur.