Aybala Almina Melek'in 24 Ocak 2023 tarihli yazısı: Türkiye’de Matbaanın Kurulması
Avrupa’da 15. Yüzyılın ilk yarısında kurulan matbaa, Türkiye’de 18. Asrın ilk yarısında kurulmuştur. Matbaanın ülkemize geç gelmesinin birçok sebebi vardır. Yirmisekiz Mehmet Çelebi’nin Fransa ziyaretinden sonra matbaanın kurulma fikri doğmuş ve Sait Çelebi, İbrahim Müteferrika ile birlikte bu fikri gerçekleştirmiştir.
Doğu medeniyetini temsil eden Osmanlı, 18. Yüzyılda batı medeniyetlerinden ayrışmaya başlamıştır. Avusturya ve Rusya’nın birleşerek Osmanlı topraklarını paylaşmak istemeleri, Avusturya’nın Fransa’ya karşı Rusya’dan aldığı destek sonucu Osmanlı-Fransa ilişkileri güçlenmiş, Damat İbrahim Paşa’dan Fransa’ya elçi gönderilmesi talep edilmiş ve Yirmisekiz Mehmet Çelebi Fransa’ya elçi olarak gönderilmiştir. Elçinin gitme sebepleri arasında Fransa ile bağları güçlendirmek, Avrupa milletleri arasında dengeleri sağlamak, fen ve sanatta batıda yapılmış olan yenilikleri tespit etmek ve mümkün olanı Türkiye’ye getirmek, Avusturya ve Rusya’ya karşı Fransa ile cephe kurmak ve Petro’nun Paris’te yaptığı işleri öğrenmek vardır. Yirmesekiz Mehmet Çelebi görevi sonunda yaptıklarını, gördüklerini III. Ahmet’e sunmak için Sefaretname’yi yazmıştır. Ayrıca Sefaretname ile birlikte Türklerin kaba bir millet olduğu propagandası da değiştirilmiştir.
Fransa’ya gidiş amaçlarından biri olan Avusturya ve Rusya’ya karşı cephe oluşturma fikrinin başarısız olmasıyla birlikte askeri alanda istenilen gayeye ulaşılamamıştır. Ancak Yirmisekiz Mehmet Çelebi orada gördüğü kanal ve taşımacılıktaki faydaları, kilim atölyesinde ve ayna atölyesinde gördüklerini, rasathanedeki farklı aletleri, eczanelerdeki ilaçların çeşitliliği gibi birçok yeniliği ülkeye getirmeyi başarmıştır. Bu elçiliğin en önemli sonucu matbaanın kurulması olmuştur.
İlk matbaanın kullanımı 960 yılında Çin tarafından gerçekleştirilmiştir. Uygurlar döneminde ise Türkler tarafından matbaa kullanılmıştır. Aynı dönemde Kore’de de matbaa kullanımı görülmüştür, ancak harfleri maden değil sert tahtadandı. Uzakdoğu’da kullanılan baskı tekniği sonradan Hollanda’ya girmiş, ancak gelişim gösterememiştir. Gutenberg tarafından 1436 yılında Almanya’da matbaa kurulmuş, 1440 yılında ise ilk kitap basılmıştır. Gutenberg’in matbaayı kurmasından sonra bu durum diğer ülkelere de yayılmıştır.
İspanya’da matbaacılığı öğrenen Yahudiler, İstanbul’da ilk matbaayı kurmuştur. İstanbul’dan sonra 1495 yılında Selanik’te yine Yahudiler tarafından matbaa kuruldu. İstanbul’da ayrıca Ermeni ve Rum matbaaları da açıldı. Osmanlı yönetimi matbaaların kurulmasını desteklemiş hatta III. Murat tarafından bir yabancıya kitap basma müsaadesi de verilmiştir.
Matbaanın kurulması fikrini ortaya atan ve mali yönünü üstüne alan Sait Çelebi’dir. İşin teknik yönünü ele alan ise İbrahim Müteferrika’dır. 1726 yılında İbrahim Müteferrika, matbaanın faydalarını anlattığı Vesilet-üt Tıbaa adında bir risale yazdı. İstilalar üzerine çoğu kitabın mahvolduğu, yazı yazacak hattatların kalmadığını, yazılan eserlerin hatalarla dolu olduğunu şayet matbaacılık gelişirse yazıların okunaklı ve hatasız olacağını, kitap sayısının artacağını, İslami kültüre hizmet edileceğini ve Avrupalıların kazanç ettiği İslami kitapları ülkede çıkararak mali kazanç edileceğini söyledi. Sadrazam İbrahim Paşa’nın bu durumu kabul etmesiyle birlikte bazı hattatlar huzursuzluk çıkarmıştır. 1727 Temmuz ayına gelindiğinde Osmanlı matbaası kurulmuş, Türkçe eserler basılmaya başlanmıştır. Kısa aralıklarla kapanan bu ilk matbaada 97 eser basılmıştır. İbrahim Müteferrika tarafından 17 eser basılmış, ayrıca batıda yazılmış olan eserleri çevirmiş ve yapılan yenilikleri yazarak ülkeye duyurmuştur. Sait Çelebi, daha sonralarında devletin daha büyük kademelerinde yer aldığı için matbaa ile çok uğraşamamış, 1732’de I. Mahmut tarafından yenilenen ferman ile muhatap sadece İbrahim Müteferrika olmuştur. İkinci matbaayı ise İbrahim Müteferrika’nın öğrencileri olan İbrahim ve Ahmet Efendiler açmışlardır ve bu matbaaya para yardımı da yapılmıştır. Bu matbaada ilk önce ‘‘Suphi Tarihi’’, ‘‘Vankulu Lügati’’ tekrar basıldı ve 1802 tarihinde üçüncü matbaa olan Darüt Tıbaâ kuruldu.